Kalkış aşaması, rüzgar kontrolü

Güvenlik ve uçuş tekniği ile ilgili yazıları bu kategoride paylaşabilirsiniz.

Moderatör: Moderatör Ekibi

Kullanıcı avatarı
onursan
Mesajlar: 202
Kayıt: 14.07.2005, 15:59
Ad Soyad: Onur San
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 1 / 0
Yaş: 45
Pilot Menüsü: 

Kalkış aşaması, rüzgar kontrolü

Mesaj #1 gönderen onursan » 1 on yıl 8 yıl önce (02.03.2006, 22:03)

selamlar,

ORKO'nun son yazdığı son mesajlarından birinde anlattıkları sonucu bu başlığı açmak gerek diye düşündüm. isim veriyorum çünkü ORKO alınmayan ve hatalarından ders çıkarmasını bilen bi arkadaşımız, örnek alına, ben alıyorum.

daha önce de benzer başlıklar altında söylendiği gibi, burada anlatılan / anlatılacak olanlar tamamen kişisel görüş ve deneyimler sonucu ortaya çıkmıştır; kesinlikle ders niteliğinde olmadığı gibi yanlış bilgiler de içerebilir. yetkili / lisanslı (federasyonumu istiyorum) bir yp eğitim kuruluşundan teorik ve pratik eğitim alınması zorunludur.

uçuşa geçmeden, hatta malzemeyi çantasında çıkarmadan önce dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan biri rüzgarın durumudur. her zaman bildiğimiz, özellikle başlangıç aşamasından itibaren dikkat ettiğimiz ise sadece rüzgarın hızıdır. rüzgarın hızı temel olarak bizim o havada kalkış yapıp yapamayacağımızı ve kanadımızın o havada ileri gidip gidemeyeceğini gösterir. çok önemlidir; kalkışımızı ve eğer kalkabilirsek uçuşumuzu etkileyecek en önemli unsurdur diyebiliriz.

ancak çoğu zaman gözardı edilen şey, rüzgarın türbülansıdır. buna darbe de deriz, havanın türbülansı da deriz. işte bizim uçuşumuzu rüzgarın hızı kadar, hatta yanlış kararlarda rüzgarın hızından daha fazla etkileyen ve zora koşan budur. peki türbülans nasıl ölçülür, ne kadar türbülans olduğunu ve hangi şartlarda uçuş yapacağımızı nerden bileceğiz?

doğadan ve çevredeki nesnelerden faydalanarak rüzgarın hızını tahmin edebiliyoruz. bayrak, ağaç, duman, vs. vs. türbülansı ise anlamak her zaman o kadar kolay olmaz. kalkış noktasına gittikten sonra bi süre oturup havayı "koklamak" gerekir. bu koklama esnasında rüzgarın hızındaki ani değişiklikler bize havanın türbülansı hakkında fikir verir. eğer rüzgar birden hızlanıyo, sonra yavaşlıyosa, bu durumda türbülans fazladır, kanat çantasında kalır. eğer "koklama" sırasında gözümüzün keseceği kadar değişimler varsa uçulabilir.

yukarıdaki paragraf, biraz tecrübe gerektirir. daha iyi yöntem, rüzgar ölçer kullanmaktır. rüzgar ölçer ile 5 dakika süreyle kesintisiz ölçüm yaparız. bu 5 dakika içinde rüzgarın hızındaki değişimleri gözleriz. eğer 4 sn. içinde hız 8 km'den fazla değişiyosa bu durumda aşırı derecede türbülans vardır, uçuş yapılmamalıdır. eğer 4 sn. içinde rüzgarın hızı 4 ile 8 km. arasında değişiyorsa, ölçüm süresi uzatılmalı, gerekirse beklenmelidir. eğer 4 sn içinde rüzgarın hızı 4 km ve altında değişiyorsa güvenle uçuş yapılabilir.

arkadaşlar ben de sizin kadar biliyorum ki, yamaç paraşütünde bu tip net sayısal ayrımlar söz konusu değildir. bölgeden bölgeye, pilottan pilota, kanattan kanada, kendimizi nası hissettiğimize kadar herşey uçuşumuzu etkiler. gün gelir türbülanslı bi havada canavar gibi uçarız, gün gelir, aynı havada kanat dahi sermeyiz. onun için "koklamak" kısmı bence(!) daha etkili bi yöntemdir.

normal şartlarda türbülansın artmasını ve azalmasını beklediğimiz saatler vardır. eğer beklenen zamanda (ör. yazın saat 12 gibi) türbülans artmıyor ise ve yine örneğin saat 3'e kadar türbülans beklenen seviyede değilse, biliniz ki o hava patlayacaktır, hazırlıklı olmak gerekir.
havanın patlaması: rüzgarın hızını (zaman zaman türbülansını da) aniden arttırması, uçulamayacak seviyeye çıkarması. sanıldığı kadar beklenmedik değildir. uçtuğunuz bölgenin yerel pilotları size bilgi vereceklerdir.

şimdilik bu kadar, aklıma geldikçe yazarım.

sevgiler.


Kullanıcı avatarı
lochness
Mesajlar: 8
Kayıt: 22.09.2005, 19:33
Ad Soyad: Neslihan Ülker
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #2 gönderen lochness » 1 on yıl 8 yıl önce (02.03.2006, 22:16)

onurum doğru söylüyo... okunulası, dikkat edilesi ve uygulanası bi yazı olmuş... ellerine sağlık... zannımca uçulamayan bu günlerde, pilotlarımızın çenesine vurmuş :) fazla sayıda site ziyaretçisi olması da bundandır... artık uçuş mevsimini açsak diyorum, akşehir canavarlarını hariç tutuyorum tabi, onlar öğlen yemek arasında dahi uçuyo...

görüşmek üzere, mucx

Kullanıcı avatarı
yilmaz
Mesajlar: 204
Kayıt: 18.03.2005, 00:28
Ad Soyad: Yılmaz Açıkgöz
Şehir: Ankara
:
Yarışma Pilotu 50+ Club Dealer
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #3 gönderen yilmaz » 1 on yıl 8 yıl önce (03.03.2006, 03:25)

slamlar,
konu kalkış asaması ve rüzgar kontrolu olunca, benimde aklıma onemli bir ayrıntı geldiii...

Kalkıs asamasında ,insanlari en cok kaza yapmaya yonelten durumlardan biriside, yazın, ogle saatlerinde, ruzgarın , termiklerden dolayı, zaman zaman sıfır (yaprak oynamaz), ardındanda şiddetli bir ruzgar; olayının sureklii yaşanmasıdır...

bu tur durumlarda, yaz sıcagında malzemeyi kusanıp, uygun bir ruzgar gelmesini bekleriz, bazen bu bekleme dakikalar alır , ama bu dakikalar sıcaktan dolayı bize saatlermiş gibi gelir..

içimizden deriz, bir esinti olsada kalksam...??????


herzaman degil ama genelde, bu tur ruzgarın sıfırlamasının ardından,(ben buna firtina oncesi sessizlik derim) kuvvetli termik kopusuyla birlikte ruzgar siddetide darbeli bir şekilde artar. bu esnada kalkış yapmak riskli olabilir. kanadı tepemize ceker cekmez, istemsiz olarak kendimizi havada bulabiliriz, bu esnada twestli kalkma veya kalkış anında kapanma yaşamakta çok uzak bir durum değildir.

Bu durum aslında her zaman tehlikeli olmayabilir, gayet kullanabişleceğimiz guzel bir termiğin icindede olabiliriz. ama termiğin ne derece kuvvetli oldugunu ayırt etmek, son derce karmasık bir durum.

sonuc olarak deginmek istedigim nokta; her ne kadar yamacta ruzgar beklerken, dakikalar saatlere donsede, hissettigimiz ilk ruzgara kalkmamakta fayda var. ruzgarı bir kac dakika takip edip, şiddet değişimini izlemek ve hissetmek son derece faydali.

kazasız güzel kalkışlar dilegiyle, iyi ucuslar

Yilmaz

Kullanıcı avatarı
mderinyol
Mesajlar: 19
Kayıt: 16.09.2004, 10:55
Ad Soyad: Mithat Derinyol
Şehir: Ankara
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #4 gönderen mderinyol » 1 on yıl 8 yıl önce (03.03.2006, 11:04)

Teşekkürler Onur, Teşekkürler Yılmaz , bizleri bilgilendirdiğiniz için. Bu konu ile ilgili Raconda ben bir olay yaşamıştım. Yazın sıcakta bekleyip ilk termik darbesi ile kalkmayı bir kez denemiştim . Tepenin %80 ine kar tırmandım ve kanadı serdim , ağustos ayı saat 1500 sıraları... Bekle bekle yaprak kımıldamıyor, yanıma su almamışım susadım, tepeden güneş yakıyor. Bazen arada bir hafif bir esinti oluyor, bu esintilerden birinde kalkıyım artık dedim ve esinti gelir gelmez kanadı tepeme çekmemle yerden fışkırdım, bir anda raconun zirvesi altımda kaldı , ne olduğunu anlayamadan soldan bir asimetrik yedim , ben mi düzelltim kendi mi düzeldi bilmiyorum arkasından sağdan asimetrik yedim , hemen kanat kendisi açıldı, hala zirvenin üzerindeyim ama gitmem gereken tarafın tam tersine yönelmişim , doğuya doğru gidiyorum. Hemen tepeyi kurtaracak manevra ile sola döndüm . Raconun kuzey yamacından çeşme civarlarına gelmeye çalışıyorum , pat bir termik yükseliyorum ordan kaçıyorum başka bir şey yukarı çekiyor , yaklaşık 20- 30 dakikalık bir uğraşıdan sonra yere indim.
Aşağıdakilere ilk kalkıştan sonra müdahalelerimim doğru olup olmadığını sorduğumda ise şu cevabı aldım , Abi biz havada debelenen birini gördük :) eller kollar, ayaklar , vucut herbiri ayrı telden çalıyormuş .
Kısacası bu konuda tecrübeli, bilgili insanların söylediklerine itibar edelim aksi halde benim kadar şanslı olmayabilirsiniz. Herkese kazasız uçuşlar.


Selam ve Saygılarımla
Mithat Derinyol

Kullanıcı avatarı
ORKO
Mesajlar: 893
Kayıt: 14.09.2005, 21:23
Ad Soyad: Mehmet Gönüllü
Şehir: Konya / Fethiye-Ölüdeniz
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #5 gönderen ORKO » 1 on yıl 8 yıl önce (03.03.2006, 15:17)

abi başıma ilk defa böyle birşey geldi, ama işin iyi tarafı panik yapmadım, bu özelliğimi çok seviyorum yani paniksiz olmayı.

birde olay saniyelik oldu, yanımdaki arkadaş inanmayacaksınız ayağımın yerden kesildiğini bile görmemiş, :shock: abi ben ne olduğunu anlayamadım ve sadece yerde sürüklendiğini gördüm, ayağından yakalamaya çalıştım olmadı, dedi.


ama, adam başına geleni övünerek anlatıyor, denmesin, çünkü çok canım yandı, halada sağım solum acıtıyor. :oops:

birde konuya örnek gösterilmek hoşuma gitti diyebilirim sayın onursan :)

Kullanıcı avatarı
metinmurat
Mesajlar: 86
Kayıt: 08.03.2005, 11:38
Ad Soyad: Metin Murat
Şehir: Tokat / Trabzon
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #6 gönderen metinmurat » 1 on yıl 8 yıl önce (03.03.2006, 21:01)

Tepede rüzgarı beklerken; hangi niyetle, neyi ne kadar ve ne şiddette istediğimizi kesin bilmemiz ve kanatin daha önceden yer çalışmalarıyla iyi kontrol edebiliyor olmamız gereklidir. Bu. termik içinde yükselirken günün meteorolojik özelliğinin kanatı ne kadar kontrolümüzde tutmamız gerektiğinide bize verecektir.Eğer sıkı bir termik rüzgarı arıyorsak ve rüzgarın geliş ve bitişi arasında 2-3 dak süreler varsa tepede Racon veya Şenyurt'sa ve tepe +1000-2000-3000 istiyorsak termiğin içine kalkıp merkezleyip yükselmek ve yukarıda uzun hava türküleri söylemek en iyisi iken, termik duvarlarına toslaya toslaya kapanmalar yaşamakta ayrı bir heyecan olmalı tabiki.