Ölümle sonuçlanan ve genç bir pilot arkadaşımızın hayatını kaybettiği bir kazanın ardından ben de konunun sıcak kalması için görüşlerimi canlı bir örnekle belirtmek istiyorum.
Yarışmacı olarak katıldığım 2009 Bayramören Türkiye şampiyonasının 3. taskında son turnpointle goal arasında düştüm. Kaza raporunu daha önce http://www.tyyf.org/auv/showreport.php? ... argetid=57 linkinde yazmıştım. Şimdi yazacaklarım kaza sonrası ARAMA KURTARMA ile ilgilidir. O gün bu tür durumlarda ne kadar aciz, çaresiz ve sahipsiz olduğumuzu şahsen öğrendim. Aslında çoğu dünyanın her tarafından yabancı pilotların katılımıyla gerçekleşen, 120 pilotun uçtuğu uluslar arası bir yarışmada, ARAMA KURTARMA'da bu denli bir zaafiyet yaşanması üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Düştüğüm bölgeye yakın bir araç yolu yoktu. Düştükten 30 saniye sonra önce telsizle güvenlik kanalından organizasyona, sonra cep telefonuyla organizasyon merkezine ve gene telefonla 112 acil(:)) servise düştüğümü, hareket edemediğimi, iç kanamam olabileceğini ve bulunduğum yere kara yoluyla ulaşımın çok zor olduğunu bildirdim. Ankara'dan helikopterle en fazla 10-15 dk'da ulaşılabilecekken, benim hastaneye ulaşmam 4 saat 20 dakika sürdü. Yol olmadığını bildirmeme rağmen traktör, arazi aracı ve ambulansla arazide bana ulaşılmaya çalışıldı. Eğer omur iliğimde bir zedelenme olsaydı, ambulansla arazide 1 saatlik hoplama zıplama ile geçen yolculuğum sırasında birçok kez felç olmuştum. Burada gerçekten insan üstü çaba harcayarak bana ulaşan ve hastaneye sevk edilmemi sağlayan tüm dostlarıma, sağlık ve kurtarma personeline bir kez daha teşekkür ediyorum, ancak burada eksik olana birşeyler vardı.
ARAMA KURTARMA üzerinde düşünmemiz ve eyleme geçmemiz gereken bir konu başlığı. Bu konuda ciddi eğitimlerin gerçekleştirilmesi, organizasyon gerçekleştirenlerin gerekli tedbirleri almaları, her pilotun da bunu ciddi anlamda sorgulaması gerekmektedir.
Tabi ki kaza riski her uçuş için söz konusu ve arama kurtarmaya her zaman ihtiyacımız olabilir ama bir tepeden 3-4 gün içinde 500-600 uçuş gerçekleşiyorsa burada risk ciddi oranda artıyor. Ülke olarak zaafımız olduğunu düşündüğüm bir konuda ciddi adımların atılması gerektiğini düşünüyorum.
Herkese kazasız uçuşlar diliyorum.
Saygılarımla,
Murat AKSOY
Kazalar ve ARAMA KURTARMA
Moderatör: Moderatör Ekibi
-
muraks
- Mesajlar: 254
- Kayıt: 22.06.2006, 14:43
- Ad Soyad: Murat Aksoy
- Şehir: Yalova
- :
- Aldığı Beğeni: 1 / 1
- Pilot Menüsü:
Yukarıdaki yazımla ilgili olarak; eksikliği ile yanlış anlaşılmaya sebep olabilecek bazı bilgileri eklemek istiyorum.
Ağustos 2009'da Bayramören'de düzenlenen YP Türkiye Şampiyonası birçok yönüyle kusursuz ve herşey düşünülmüş bir organizasyondu. Yarışma boyunca özel eğitimli arama-kurtarma ve acil tıbbi müdahele ekipleri de dahil olmak üzere birçok birim hazır bulunmuştu. Hatta take-off'ta tökezleyen bir pilot bile olsa, arka taraftan koşarak sedyelerle aramızdan geçen ilkyardım ekibi her an hazırdı. İaşe, konaklama, teknik hizmet, eğlence, ulaşım vb aklıma gelmeyen birçok detay düşünülmüştü.
Organizasyonda görevli kurtarma ekibi ve sağlık görevlileri bana ulaşmak için insanüstü çaba harcamıştır. Zaten bu yüzden şimdiye kadar organizasyona bir sitemde bulunmadım. Ta ki Uzungölde yaşanan kazaya kadar.
Ben yazımda sadece ve sadece yaşanan bir kaza sonucu uygulanan ARAMA KURTARMA müdahelesini ve Arama Kurtarmada zamanın ne kadar değerli olduğunu vurgulamak istedim. Amacım böyle bir durumla ilgili farkındalık yaratmaktır. Özellikle helikopter üzerinde durdum çünkü nekadar insanüstü çaba da harcasanız, karadan ulaşmanın çok kolay olmadığı bir yerde düşmüştüm. Elbette bu konuda organizasyonu suçlamak çok adil olmaz ama farklı durumlarda uygulanacak kurtarma yöntemlerinin gözden geçirilmesi gerekiyor. Kazazedeye olabildiğince hızlı ulaşmak, bence Arama Kurtarmanın en önemli faktörüdür. Boğulma, iç kanama, kan kaybı gibi durumlarda değil saatler, dakikalar, saniyeler bile önemliyken, benzini bitmiş bir bot yüzünden 100m açıktaki bir kazazede hayatını kaybedebiliyor.
Tüm bunları değişime/gelişime katkısı olacağını düşünerek yazıyorum. Amacım herhangi bir organizasyonu ya da kişiyi karalamak ya da eleştirmek değildir.
Saygılarımla,
Murat Aksoy
Ağustos 2009'da Bayramören'de düzenlenen YP Türkiye Şampiyonası birçok yönüyle kusursuz ve herşey düşünülmüş bir organizasyondu. Yarışma boyunca özel eğitimli arama-kurtarma ve acil tıbbi müdahele ekipleri de dahil olmak üzere birçok birim hazır bulunmuştu. Hatta take-off'ta tökezleyen bir pilot bile olsa, arka taraftan koşarak sedyelerle aramızdan geçen ilkyardım ekibi her an hazırdı. İaşe, konaklama, teknik hizmet, eğlence, ulaşım vb aklıma gelmeyen birçok detay düşünülmüştü.
Organizasyonda görevli kurtarma ekibi ve sağlık görevlileri bana ulaşmak için insanüstü çaba harcamıştır. Zaten bu yüzden şimdiye kadar organizasyona bir sitemde bulunmadım. Ta ki Uzungölde yaşanan kazaya kadar.
Ben yazımda sadece ve sadece yaşanan bir kaza sonucu uygulanan ARAMA KURTARMA müdahelesini ve Arama Kurtarmada zamanın ne kadar değerli olduğunu vurgulamak istedim. Amacım böyle bir durumla ilgili farkındalık yaratmaktır. Özellikle helikopter üzerinde durdum çünkü nekadar insanüstü çaba da harcasanız, karadan ulaşmanın çok kolay olmadığı bir yerde düşmüştüm. Elbette bu konuda organizasyonu suçlamak çok adil olmaz ama farklı durumlarda uygulanacak kurtarma yöntemlerinin gözden geçirilmesi gerekiyor. Kazazedeye olabildiğince hızlı ulaşmak, bence Arama Kurtarmanın en önemli faktörüdür. Boğulma, iç kanama, kan kaybı gibi durumlarda değil saatler, dakikalar, saniyeler bile önemliyken, benzini bitmiş bir bot yüzünden 100m açıktaki bir kazazede hayatını kaybedebiliyor.
Tüm bunları değişime/gelişime katkısı olacağını düşünerek yazıyorum. Amacım herhangi bir organizasyonu ya da kişiyi karalamak ya da eleştirmek değildir.
Saygılarımla,
Murat Aksoy