Mesaj #48 gönderen VBaran » 9 yıl 4 gün önce (13.04.2015, 04:38)
Bu olay aynen şuna benziyor. 18 kişilik bir minibüsü kullanabilmek için E sınıfı bir ehliyete sahip olmak gerekiyor. Kurs, sınav vs derken bu belgeyi alan kişi 18 kişilik minibüsü trafik içinde kullanmaya hak kazanıyor. (Sertifika) (sertifikanın kelime anlamı bahs geçen herhangi bir konuyla ilgili eğitim alınıp alınmadığının yasal göstergesidir)
Ama gelin görün ki, bu E sınıfı ehliyet almış olan kişi minibüsünde insan taşımacılığı yapabilmek için en basitinden belirli bir yıl geçmesi gerekiyor. E adamın ehliyetini aldıktan sonra o aracıyla ne kadar km sürüş yapıp tecrübe edindiğine kimse bakamıyor. Zibilyon tane belge isteniyor. Ticari taşımacılık belgesi, psikoterapi belgesi vs. vs. uzuyor da gidiyor. Bunların her birini edinmek için de devlete paralar ödeniyor. (bu da lisans kategorisine girebilir sanırım)
Dolayısıyla şahsi fikrime göre, sertifika gerekli olmalıdır. Alınan eğitim seviyesini gösterir, pilotun seviyesini belirler, eğitmenin eğitim verebilmek için bir sebebi olmasını gösterir, vs. vs. Ama bunların hepsini edinmek ve uygulayabilmek için şartlar daha cazip, sevdirici ve kolay hale getirilmelidir. Yani THK'dan eğitim alabilmek için 40 takla atmaya gerek kalmamalı, özel eğitim alabilmek için dünya kadar para harcanmamalı. Özel eğitmenlerin ve kurumların ticarette "sürümden kazanmak" tabiriyle iş yapabilmeleri için dış kurumların, klüplerin, toplulukların bu sporu iyi tanıtıp sevdirmesi gerekir.
Lisans konusu da bana göre saçma sapan bir uygulamadır. Lisans denen şey ne için vardır ve neden gereklidir herkes biliyordur herhalde. Bir yeri temsil etme düzeyine gelmiş, ya da bunu istemiş birilerine lisans verilir (misal futbolcular), ve o belge ile kişinin nereyi temsil ettiğini anlarsınız. Bir dağa tırmanıp tek başıma kendim için uçuyorsam benden lisans talep edilmesi, olmadığı zaman uçuşuma engel olunmasının görüldüğü gibi yasal dayanağı yok. Olması da saçma olurdu. Benim hür bir zevkim vardır, zevkimi temsilen uçuyorumdur.
Ülkelerin belge talebi konusu da aslına bakarsanız tamamen ilk eğitimle çözülecek bir iştir ki, hem günümüzde hem de ülkemizde daha uzuuun yıllar ütopya olarak kalacaktır. Gelişmiş (eğitim seviyeleri yüksek ve kaliteli) ülkelerde en basitinden trafik eğitimi ilk öğretilen şeydir. Bir çocuğa yolda nasıl yürümesi gerektiği bile eğitim sistemi dahilinde öğretilir. Çocuk da ne yapması gerektiğini bilir. Bizde bu eğitim yetersiz olduğu gibi, annesinin elini bırakıp yola fırlayan çocuk o bıraktığı elden tokat yiyor. Ne güzel öğreniyor değil mi?
Trafik eğitimini geçin, normal olarak neyin etik olup olmadığı doğru düzgün öğretilemiyor. Misal bir ambulansa nasıl yol verileceği Türkiye'de bilinmiyor. Trafikte bunu uygulayamayan insandan hava kurallarını eğitim almadan kendi kendine okuyarak öğrenmiş olmasına güvenemezsiniz. Termikte nereye döneceğini bilemezsiniz. Ambulansa yol vermeyi öğrenseydi bunu da uygulayabilirdi.
Velhasıl, sadece Babadağ'da lisans soruluyor olması tamamen kapitalizm işidir. Bölgenin popüler olmasından, turizm merkezi olmasından kaynaklıdır. Bir yerde para getiren kaynak varsa insanlar bunu yasal dayanak gözetmeksizin kullanırlar. Bu hayatın her alanında böyledir.
Söz konusu mahkeme kararı önemlidir ve tebrik edilmelidir. Ama Cerem Cem arkadaşı ben çok iyi tanırım. Bana yamaç paraşütünü sevdiren de kendisidir. Eğitimle ilgili söylediği sözlerden eğitimsiz ya da kendi kendine edinilen eğitimle uçmanın serbest olması gerektiğini ima ettiğini sanmayın. Kendisi sorulan her soruya detaylı ve açıklayıcı, eğitici, öğretici şekilde cevap verir. Ve kendisi eğitimci olsa Türkiye'deki en iyi eğitimcilerden biri olur. Ki benim için öyledir..
Saygılar..