Miniplane ABM Paramotor Hakkındaki Görüşlerim

Yamaç paraşütü malzemelerinin tartışıldığı alan: yamaç paraşütleri, harnessler, cihazlar, vs

Moderatör: Moderatör Ekibi

Kullanıcı avatarı
AltinKartal
Mesajlar: 32
Kayıt: 20.10.2008, 18:08
Ad Soyad: Emre Aydemir
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 8 / 0
Pilot Menüsü: 

Miniplane ABM Paramotor Hakkındaki Görüşlerim

Mesaj #1 gönderen AltinKartal » 1 on yıl 2 yıl önce (20.10.2011, 21:24)

Bu yazıyı yazmamın amacı son zamanlarda bana sıkça PM hakkında soru soran arkadaşlara biraz yardımcı olabilmek.

Öncelikle biraz kendimden bahsedeyim. Yamaç Paraşütü’ne 1996 yılında BÜHAK’tan aldığım eğitim ile başladım. 2001 yılına kadar değişik yerlerde uçuşlar gerçekleştirdim. O sene Paramotora karşı ilgim arttı ve ikinci el bir La Mouette ZR-250 aldım. Ancak bu ünite çok ağır olduğundan (benzinle birlikte 40 kg!) fazla verim alamadım ve elimden çıkardım. Daha sonra yurtdışında bir müddet Fresh Breeze Simonini ile uçtum. Türkiyeye geri döndüğümde bu iki modelden de çok daha hafif olan Miniplane ABM’yi denemeye karar verdim.

Tedarik: Miniplane’i Erdoğan Şanslı’dan satın aldım. Tabii kendisinden bir miktar eğitim aldığımı ve bu eğitimin benim gibi geçmiş deneyimi olan birisi için bile şart olduğunu belirtmeme gerek yok. Tedarik ve etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla yedek parça bakımından sıkıntı yok.

İşçilik: Miniplane ‘nin her modeli öncekilere göre farklar (iyileştirmeler) içermekte. Kullanılan malzeme kalitesi ve işçilik birinci sınıf. Ancak ufak da olsa birkaç tane problem tespit ettim:
1. Yakıt deposunun kapağı tam kapanmıyordu. Bu durumda ilk çalıştırmada karbüratöre benzin gitmesi için borudan aşırı şiddette hava üflemek gerekiyordu. Bu sorunu kapak ile depo arasına ince bir buzdolabı poşeti koyarak kolaylıkla giderdim.
2. Jikle kolu bir kere kendiliğinden aşağıya kaydı. Bu da kalkış anında motoru boğdu ve plansız inmek zorunda kaldım. Bir daha başıma gelmedi ama denize doğru kalkış yapıyor olsaydım durum vahim olabilirdi. Ne olur ne olmaz diye dışarıdan esnek bir velcro ile bu kolu sabitledim.

Ağırlık: Diğer PM’lar ile kıyaslanamayacak kadar hafif (18-19 kg). Bu özellik çok ama çok önemli. Bilhassa 0 rüzgarda kalkışlarda çok büyük bir avantaj sağlıyor.

Performans: Benim gibi 75 kg ağırlığındaki bir pilotu Small bir kanat ile rahatlıkla 1150 m irtifadan havalandırıp 2000 metrelere zorlanmadan çıkarabiliyor. Ancak aynı irtifada 0 rüzgarda kalkış denemelerinin sadece 5’te birinde başarılı olabildim (İstanbulda bu sorun olmamıştı). Bu yüzden biraz rüzgar işleri çok kolaylaştırıyor. Daha ağır pilotlar için daha güçlü bir motor seçeneği mevcut.

Kalkış: Ters kalkışlar çocuk oyuncağı. Hafifliği sayesinde PM’un ağırlığını bir müddet sonra farketmiyorsunuz. Ancak düz kalkışta gaz vermek riskli. Kafes esneyebildiği için eliniz pervaneye çarpabilir. Bu yüzden kanatın dibine kadar geri geri gidip koşarak kanadı şoklayarak tepeye getirmek lazım.

Uçuş: ABM harness ile gerçekten de ağırlık kaydırmak mümkün. Gürültü seviyesi ve titreşim makul ama kulak korumalı bir kask takmakta fayda var. Ne de olsa egzoz kulağınızın dibinde sayılır.

İniş: İyi zamanlanmış bir palye ile yumuşakça inmek mümkün. Bir keresinde yazın sabah erken havalandım ama inerken ilk termikler vurmaya başlamıştı. İnişte rüzgar aniden yön değiştirdi ve arkadan esmeye başladı. Yine de normalden hızlı koşarak inmeyi başardım. Yine ilk uçuşların birinde frenleri biraz erken çektim ve kanat kabardı. 1 metre kadar yüksekte süratsiz kaldım ama gene de rahatça yere indim. Eskiden uçtuğum PM’larda böyle birşey başıma gelseydi herhalde durum çok farklı olurdu. Burada gene hafiflik ön plana çıkıyor.

Özetle Miniplane beklentilerimi aşan bir PM. Son derece portatif olması çok güzel. ABM çubukları bile istenildiğinde sökülebiliyorlar. Ancak hangi markayı alırsanız alın, eğer kurma/sökme işlemi çin 1-1.5 saat zaman kaybetmek, yorulmak (bu esnada uygun rüzgarın kesilmesi en kötüsü ki Kayseride bu da başıma geldi) istemiyorsanız taşıma problemini kökten çözecek mini panelvan tipi bir binek edinmenizi öneririm. Birkaç defa aleti yan yatırırken otomobilime benzin döktüm ve bu hiç iyi olmadı. Ayrıca fileye benzeyen sökülebilen kafesi çok dikkatli katlamak lazım. Diğer türlü, fileyi çözmek karışmış misinayı çözmeye benziyor. Nihayetinde, yoğun çalışmalarım sebebiyle zaman ayıramadığımdan toplam 10-15 sorti (6-7saat) uçuştan sonra bu PM’u sattım. Şu anda Manisa semalarında uçuyor. Dilerim bu yorumlar sizlere faydalı olmuştur. Eğer soru / önerileriniz olursa her zaman cevaplamaya hazırım.

Allah iniş takımlarınıza zeval vermesin :D

Dr.Müh.Emre Aydemir
Dosya ekleri
DSC00348.JPG
Sivaş/Şarkışla
DSC00327.JPG
Sivaş/Şarkışla
DSC00103.JPG
İstanbul/Ağaçlı
DSC00082.JPG


Kullanıcı avatarı
seccckin
Mesajlar: 593
Kayıt: 02.01.2009, 01:27
Ad Soyad: Seckin Aparı
Şehir: Manisa
:
50+ Club Dealer
Aldığı Beğeni: 22 / 3
Pilot Menüsü: 

Mesaj #2 gönderen seccckin » 1 on yıl 2 yıl önce (21.10.2011, 00:47)

Merhaba, bende 1 bucuk yıl miniplane ile uçmuş biri olarak bir kaç sey soylemek istiyorum. miniplane hafifliği konusunda çok iyi ve avantajlı bir paramotor ayrıca üzerindeki top80 motorda göründüğünden çok daha fazla kuvvetli üzerine 130 luk pervane takarak tandem bile uçulabilir. (youyubede miniplane ile tandem uçuş videosu var). Ve en önmlisi bunu emre arkadaşım yazmayı unutmuş bu kadar güçlü bir motorda tork yok yani paramotoru sola cevirmeye çalışmıyor buda miniplanenin gelişmiş abm özelliğinden olabilir. (miniplaneden sonra başka ve daha güçlü bir paramotor ile uçunca sola çekme olayı çok daha iyi anlaşılıyor). Ayrıca yakıtıda oldukça düşük 70-80 Kg bir pilotta saate 2-2,5 litre benzin yakıyor.

(Dikkat burası önemli Yakıt tasarufu paramotorlarda çok önemlidir. Çoğu kimse "ya zefk için uçuyorum ne olcak veririm parasını fazla yakması sorun deil" diyor ama konu parası deil. Birincisi fazla yakan bir paramotorda yakıtı fazla koymak zorunda kalıyorsunuz buda fazladan 3 4 kilo ağırlık yapıyor. İkincisi uçuş esnasında rüzgar aniden şiddetini artırabiliyor yada siz arka rüzgarla fazla açılıp geri dönüşde kafa rüzgarında çakılı kalabiliyorsunuz buda planlarınızın dışında havada kalmanızı sağlıyor böyle bi durumda benzin biterse aracınızın bulunduğu yere yetişemezsiniz.)

Fakat bu kadar iyi özelliklerin yanında kötü yanlarıda var. Bunların en başında ve ben dahil bir çok kişinin miniplanesini satmasının altında yatan gerçek, çerçevesi aşırı derecede zayıf olması pervane nerdeyse çerçeve ile aynı hizada.. Demonteside oldukça karışık uzun ve zahmetli.

Paramotorda sıfır rüzgarda kalkış sitili daha çok gaz vererek yapılır. Gaz vererek kalkmak en rahat ve en kolayıdır. (trikeler yani tekerlekli paramotorlar gibi)

Ben miniplaneden çok memnundum fakat bazı olaylardan sonra satmaya karar verdim.
Öncelikle sıfır rüzgarda kalkması ölüm. 20kg motor ve 5 litre benzin yani 25 kglık bir yükle gaz vermeden koşmak inanın çok zor. Bunun dışında başarız olan her kalkışın ardından bir daha kuşamdan çıkmak kanadı düzeltip yeniden kuşanmak kalkış yapamaktan daha da zor. ayrıca bir kaç denemenin sonunda terli terli kalkış yapmak ve her uçuştan sonra hasta olmak hepsinden daha zor. :)

Bir kaç kez gaz vererek kalkış yapmayı denedim ve kalkdım hiç bir sorun olmadı fakat bi gün başka bir miniplane sahibi arkadaşım gaz vererek kalkmaya çalışırken pervaneyi kırıp ipleri kopartınca gazlı kalkışlardan vazgeçtim. (türkiyede çerceveden dolayı bu tip kırımlar yaşayan cok var)

Ayrıca rediksiyonun içinde bulunan gaz vermediğin zaman pervanenin durmasını sağlıyan kavrama sistemide çok zayıf sürekli arızalanıyor ve motor çalıştığı andan itibaren pervane dönmeye başlıyor. (tabi carcarcar şeklinde kötü bir ses yapıyor) Balataların sürekli temizlenmesi kırılan ufak parçaların ayıklanması ve yayların elden geçmesi gerekiyor (2 adet miniplanemiz vardı ikiside sürekli aynı hatayı veriyordu)

Bunun dışında abm lerde bulunan sağ ve sol daki s şeklindeki kollar sürekli gevşiyor ve her uçuş öncesi sıkılması kontrol edilmesi gerekiyor.

Şu anda yakıtı biraz fazla yakan miniplaneden çok daha ağır bir motor aldım motor güçlü ve full gazda sola çekiyor. Gaz vererek indiğim için inişleri normal Fakat sıfır rüzgarlarda artık çok rahat kalkıyorum hatta kanadın tepeye gelmesi için koşmuyorum bile.... Gazı veriyorum kanat tepemde.. .. zaten kanat teye gelince ağırlık falan kalmıyor. Bir bucuk sene miniplane ile çok eziyet çekmişim artık eskisi gibi sıfır rüzgarda uçuş öncesi stere girmiyorum. Bence hafif olması çok mühim bi olay deil. Sanırım bir çok paramotorcu benim gibi düşündüğü için herkez miniplanesini değiştiriyor (benim tanıdıklarım hepsi değiştirdi)

Ayrıca çok önemli bir not daha Miniplane bir paramotor markası TOP80 ise kullandığı motoru.. miniplane nin hafif olması kullandığı top80 motorun özelliği.. yani piyasada daha sağlam aliminyum çerçeveli top80 motoru kullanan paramotor firmaları var ve ağırlıklarıda 20-21kg Hem çerçevesi miniplaneden daha sağlam hem aynı ağırlıkda hem daha ucuz (burda reklam yapmak istemedim merak edenler özelden mesaj atsın o firmanın isimlerini söyleyim)


Keyifli uçuşlar dilerim.

Seçkin Aparı
info@cirrushavacilik.com
www.cirrushavacilik.com

www.manhat.biz

Kullanıcı avatarı
Ninja
Mesajlar: 469
Kayıt: 28.03.2009, 12:00
Ad Soyad: Onur Aksak
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 2 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #3 gönderen Ninja » 1 on yıl 2 yıl önce (21.10.2011, 14:19)

güçlü paramotorlardaki tork olayı yani sola çekme motorun torkundan ziyade harness bağlantısının yukardanmı aşağıdanmı oldugunla alakalı eski nesil paramotorlarda genellikle kanat bağlantıları üstten bu yüzden tork döndürmesi etkili şekilde hissidiliyor ama aşağıdan bağlantılı bir paramotorunuz varsa ne kadar kuvvetli olursa olsun tork etkisi hissesilmez dejavantaj olarak hava olaylarını harnesse daha çok yansıtır yani epey sallar.

Herkese iyi uçuşlar...

Kullanıcı avatarı
AltinKartal
Mesajlar: 32
Kayıt: 20.10.2008, 18:08
Ad Soyad: Emre Aydemir
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 8 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #4 gönderen AltinKartal » 1 on yıl 2 yıl önce (22.10.2011, 01:02)

Seçkin hocam, benim aklıma gelmeyen hususları belirtmişsiniz. Gerçekten de Miniplane'de tork neredeyse sıfır. Gazı verince ip gibi gidiyor. Ama her PM'un artı ve eksileri var. İsmini zikrettiğim diğer modelleri özetlersem:

La Mouette (Zenoah motorlu): Çok güçlü motora sahip. Tandem için iyi ama berbat ötesi bir harnesi var ve çok ağır. Zaten arasanız da bulamazsınız artık herhalde

Fresh-Breeze Simonini: Güçlü ve sessiz bir motoru var. Çok az bakım ister. Orjinal bir harnesi var. Eğer havada motor alev alırsa (!) veya suya inerseniz motoru komple atıp Yamaç paraşütüyle serbest uçmaya devam edebiliyorsunuz. Benim nazarımda Alman mucizesi. Ama yine ağırlık problem olabiliyor. Bazı inişlerde belim ciddi acımıştı maalesef...

Sizden istirhamım şu an kullandığınız PM'un modeli nedir bildirir ve biraz daha açıklayabilirmisiniz? Maksadımız kimsenin ekmeğiyle oynamak veya reklam yapmak değil. Sadece etrafımızı doğru bilgilendirmek. Mesela ben eğer tandemci olsam herşeye rağmen La Mouetteyi, Kayseri / Ankarada yaşasam Simonini'yi, İstanbul dışına çıkmayacak olsam Miniplane'i tercih ederdim. Yani aslında "en iyi PM" diye birşey henüz yok diye düşünüyorum. Önemli olan bizim önceliklerimizle makinaların uyumlu olması.
Dosya ekleri
PPG stuff 048.jpg
PPG stuff 050.jpg

Kullanıcı avatarı
seccckin
Mesajlar: 593
Kayıt: 02.01.2009, 01:27
Ad Soyad: Seckin Aparı
Şehir: Manisa
:
50+ Club Dealer
Aldığı Beğeni: 22 / 3
Pilot Menüsü: 

Mesaj #5 gönderen seccckin » 1 on yıl 2 yıl önce (22.10.2011, 21:01)

emre hocam merhaba ben miniplane motorumu satmadan önce çok araştırma yaptım. bütün üretici firmalar ile yazıştım. Videolar izledim yabancı paramotor pilotları ile konuşup bilgi aldım. Ve tam anlamı ile aradığımı bulamadım. Kısacası demek istediğim dört dörtlük bir paramotor yok. Bunu zaten sizde yazınızda dile getirmişsiniz.

Sizinde dediğiniz gibi her paramotorun kendine has gelişmiş özellikleri var. Bence Paramotor alacak bir kişi kendi aradığı özellikleri ön planda olan motoru secmesi gerekir. Günümüzde malesef paramotor eğitmenleri yada paramotor hakkında bilgisi olan kişiler, Paramotora yeni başlayacak olan pilotları yanlış yönlendiriyorlar. Kendi çıkarları için yada buna benzer sebeblerden dolayı yeni başlıyacak olan bir pilota hiç uygun olmayan modelleri aldırıyorlar.

Ayrıca daha da kötüsü, Paramotor eğitmenleri ve tecrübeli paramotor pilotlarına, Öğrencisi yada paramotora yeni başlayan birisi Hocam Falanca makina nasıl diye de sorduklarında O makina ile hiç uçmamasına hiç görmemesine rahmen O cihazı kötülüyorlar. Görmeden uçmadan Bir makinayı kötülemek çok yanlış ve ayıp bir durumdur. Fakat bu malesef yapılıyor ve yeni pilotlar yanlış makinalara yönlendiriliyor.

Arkadaşlar Dünyada 18-20 adet paramotor firması var bu firmaların farklı farklı dizaynları ve birbirinden çok varklı özellikleri var. Ve bu paramotorların hepside satılıyor ve bunları alanlarda keyifli keyifli uçuyor. Yukarda belirtiğim gibi her paramotor değişik uçuşlar için dizayn edilmiştir. Yazım daha net anlaşılsın diye birkaç örnek vermek istiyorum.

Örneğin Simione motorlu bir paramotor Bu motoru her kes bilir ve şu yorumu yapar "OOO bu motor çok ağır Ayrıca motor çalışırken pervane durmuyor dönüyo der sakın alma der"

Fakat bu paramotor yarışma için en uygun motordur çünkü yarışmlarada metre karasi ufak reflex kanatlar kullanılır bu kanatlarda trimleri de açınca kanat iyice hızlanır ve çöküşü artar. uçabilmek için çok iyi bir güce ihtiyac vardır ayrıca yarışma uçuşarında kanadı nerdeyse yere değecek şekilde yatırıp dönerler böylesine bir dalışda kanadı uçuracak babayiğit bir motorun yoksa yere çakarsın.. Ayrıca rediksiyon sistemi (motor calışırken gaza basmadığın zaman pervanenin dönmemesini sağlayan) gaza bastıkdan 1-2 saniye sonra devreye girer ve pervaneyi 1-2 saniye sonra döndürür bu yüzden yarışmalarda bu tehlikelidir. Yarışma pilotu milimetrelik dönüşler ve hareketler yaptığı için gaza dokunduğunda motorun itmesini ister 1-2 saniye onlar için çok önemlidir.

Ozman simione motor kötü bir motor değil yarışmalar için ideal ve kullanışlı bir motordur.

Bir başka örnek daha vermek istiyorum. 8 yaşında okula giden bir çocuk düşünün okul çantası ona göre çok ağırdır sırtına aldığı zaman taşımak için zorlanır fakat aynı çantayı kendisinden daha yetişkin biri alırsa o çanta o kişiye ağır gelmez. Şimdi ne alaka diyeceksiniz. Miniplane 80cc gücünde 20Kg ağırlığındadır ve 70-80 Kg lık insanlar için idealdir. 90-100 Kg lık bir insan içinde 100 cc 120 cc bir paramotor idealdir. piyasada 120 cc gücünde bir paramotorun ağırlığı ise 23-24 kg dır. yani miniplaneden 2 3 kilo daha ağırdır. Fakat biraz önce verdiğim örnekden yola çıkarsanız 70 kilo ağırlığındaki bir insan miniplane yi sırtına alınca ne hissediyosa ne kadar zorlanıyorsa 90-100 kiloluk bir insanda 120 cc bir paramotoru sırtına aldığında aynı hisleri hisseder. Sonuçda 100 kg luk bir insan 70 kiloluk bir insana göre daha güclü ve kuvvetlidir.
Ayrıca miniplane 80cc Olduğu için ortalama 70-75kg ağırlığında bir pilotu çok rahat iter ve zorlanmaz fakat 90-100 kg lık bir insanı uçururken zorlanır cabuk yıpranır ve Ömrü kısa olur.
Bundan da şu sonuç cıkar miniplane 75 kg lık bir insan için idealdir.

Malesef Türkiyede Pilotlarımız kendisine hiç uygun olmayan makinalar ile bilinçsizce uçmaktadır Hiç yarışmaya katılmayacağı halde 70 kg ağırlıgında bir pilot siminone motor kullanmakda yada 100 kiloluk bir insan miniplane ile uçmaktadır.

Paramotorlarda tıpkı Kanatlar gibidir nasıl yeni başlayan biri kendi limitlerinde DHV 1 kullanıyosa yada yarışma pilotları DHV3 kullanıyosa paramotorlarda bu şekilde kullanım amacınıza ve kilonuza uygun olmalıdır.

Yeni başlıyan paramotor pilotlarına tavsiyem paramotor alırken bir kişiye değil bir kaç kişiye danışmanız fikirlerini almanız. En önemlisi Alacağınız modelin üretici firmasına sormanız Teknik bilgi almak için mail attığınızda bütün firmalar size dönüş yapar sadece satın alma konusunda dealerına yönlendirir. Bu yüzden Size en doğru bilgiyi verecek olan kişi üretici firmadır. İngilizce bir mail atın kilonuzu ve kullanım amacınızı söyleyin onlar size en uygun modeli söyliyecektir.

Emre hocam ben miniplane motorumu satıp yeni Polini motora sahip Fresh breeze aldım. Kilosu biraz bana göre ağır ben 70 kiloyum ayrıca gücüde bana göre fazla. Uçarken motorun gücüne göre hafif kaldığım için özellikle full gazda biraz torkunu hissetiriyor ve sola doğru yatıyor. Fakat çerçevesi çok sağlam harnesi çok rahat yedek yeri mevcut (bi çok paramotor harnesinde yedek yeri olmaz) Sıfır rüzgarda kalkışlarım çok rahat Demontesi çok kolay Paramotorum yeni olduğu için henüz fazla uçamadım bu yüzden fazla yorum yapamıyorum.

Seckin Aparı
info@cirrushavacilik.com
www.cirrushavacilik.com

Kullanıcı avatarı
AltinKartal
Mesajlar: 32
Kayıt: 20.10.2008, 18:08
Ad Soyad: Emre Aydemir
Şehir: İstanbul
Aldığı Beğeni: 8 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #6 gönderen AltinKartal » 1 on yıl 2 yıl önce (23.10.2011, 16:47)

Seçkin ve Onur hocam verdiğiniz bilgiler için sağolun. Sanırım PM tercihi hakkında bayağı birşeyler söyledik. Kanatla ilgili olarak ben de birkaç çift laf edeyim. Simonini PM'u Edel Power Atlas (Medium boy --25 m2) diye geçmişte çok popüler olan bir kanatla uçurdum. Bu kanadın standart Atlastan farkı sadece iplerinin kalın olması ve kolonlarda trim sisteminin olmasıydı. Uçuş karakteristiği oalrak iki kanat arasında pek fark göremedim. Daha sonra bu kanatı satıp yerine yine PM için geliştirilmiş Ozone Roadster (Small boy - 20 m2) aldım. Bu kanatın profili tam reflex değil. Ozone tarafından geliştirilmiş Ozone reflex diye geçmekte. Bende hiçbir olumsuz intiba bırakmadı. Trimleri açınca Edel Power Atlas ile karşılaştırıldığında sürati gerçekten de çok daha fazla artıyor. Ne de olsa arada 10 senelik teknoloji farkı var. Yüzey metrekaresi küçük olmasına rağmen süzülmesi gerçekten çok iyi. Aşağıda bu kanat ile yaptığım serbest uçuşun da videosunu koydum. Ama açıkcası bu kanatı limitlerine kadar zorlamadım. Yani hem trimi açıp hem de speede basmadım çünkü bu durumda üretici firma sertifikasyonun geçersiz olacağı uyarısını koyuyor.

Ayrıca 0 rüzgar kalkışlarında trimleri biraz açınca kanatın daha kolay tepeye geldiğini gördüm. Ama yine de can havliyle koşmak pek hoş olmuyor.

Bu arada Fresh Breeze motorunuzu güle güle kullanın. Gerçekten de sessizliği ve problemsiz çalışmasıyla iyi bir seçim. Bu arada yakında Türkiye'de de akaryakıtın içine %5 ethanol katılarak satılacağını duymuştum. Bu birçok PM'a zarar verebilir (http://www.southernskies.net/motors.html sayfasında sol alttaki NOTICE uyarısında açıklaması var) Ben bu yüzden yurtdışındayken lokal havaalanlarından kurşunlu benzin alıyordum. Belki de sadece plastik yakıt borularını daha sık değiştirmek gerekecektir. sizlere kazasız belasız uçuşlar dilerim.

Ozone Roadster ile Kilyos/Kısırkaya'da yaptığım yelken uçuşu:
http://vimeo.com/29618885


Kullanıcı avatarı
parajetim
Mesajlar: 53
Kayıt: 14.08.2015, 21:18
Ad Soyad: Suleyman Yalvac
Şehir: Antalya
Aldığı Beğeni: 1 / 0
İletişim:
Pilot Menüsü: 

Re: Miniplane ABM Paramotor Hakkındaki Görüşlerim

Mesaj #7 gönderen parajetim » 7 yıl 9 ay önce (31.05.2016, 14:24)

Hafif motor istiyorsanız,ftr mosquito light öneririm.13,5 kg, benzin deposu front container olarak 3 litre .45 dakika uçuş, termik için dağ tepe aramayın! Fiyatı mı :6400 avro. Güle güle kullanın, ilk siz olun... alman malı, adres için yardımcı oluruz, selam. Bakınız youtube; ftr mosquito light test....



“Yamaç Paraşütü Malzemeleri, Yorumlar, Öneri ve Ürün İncelemeleri” sayfasına dön