Miniplane ABM Paramotor Hakkındaki Görüşlerim
Gönderilme zamanı: 1 on yıl 2 yıl önce (20.10.2011, 21:24)
Bu yazıyı yazmamın amacı son zamanlarda bana sıkça PM hakkında soru soran arkadaşlara biraz yardımcı olabilmek.
Öncelikle biraz kendimden bahsedeyim. Yamaç Paraşütü’ne 1996 yılında BÜHAK’tan aldığım eğitim ile başladım. 2001 yılına kadar değişik yerlerde uçuşlar gerçekleştirdim. O sene Paramotora karşı ilgim arttı ve ikinci el bir La Mouette ZR-250 aldım. Ancak bu ünite çok ağır olduğundan (benzinle birlikte 40 kg!) fazla verim alamadım ve elimden çıkardım. Daha sonra yurtdışında bir müddet Fresh Breeze Simonini ile uçtum. Türkiyeye geri döndüğümde bu iki modelden de çok daha hafif olan Miniplane ABM’yi denemeye karar verdim.
Tedarik: Miniplane’i Erdoğan Şanslı’dan satın aldım. Tabii kendisinden bir miktar eğitim aldığımı ve bu eğitimin benim gibi geçmiş deneyimi olan birisi için bile şart olduğunu belirtmeme gerek yok. Tedarik ve etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla yedek parça bakımından sıkıntı yok.
İşçilik: Miniplane ‘nin her modeli öncekilere göre farklar (iyileştirmeler) içermekte. Kullanılan malzeme kalitesi ve işçilik birinci sınıf. Ancak ufak da olsa birkaç tane problem tespit ettim:
1. Yakıt deposunun kapağı tam kapanmıyordu. Bu durumda ilk çalıştırmada karbüratöre benzin gitmesi için borudan aşırı şiddette hava üflemek gerekiyordu. Bu sorunu kapak ile depo arasına ince bir buzdolabı poşeti koyarak kolaylıkla giderdim.
2. Jikle kolu bir kere kendiliğinden aşağıya kaydı. Bu da kalkış anında motoru boğdu ve plansız inmek zorunda kaldım. Bir daha başıma gelmedi ama denize doğru kalkış yapıyor olsaydım durum vahim olabilirdi. Ne olur ne olmaz diye dışarıdan esnek bir velcro ile bu kolu sabitledim.
Ağırlık: Diğer PM’lar ile kıyaslanamayacak kadar hafif (18-19 kg). Bu özellik çok ama çok önemli. Bilhassa 0 rüzgarda kalkışlarda çok büyük bir avantaj sağlıyor.
Performans: Benim gibi 75 kg ağırlığındaki bir pilotu Small bir kanat ile rahatlıkla 1150 m irtifadan havalandırıp 2000 metrelere zorlanmadan çıkarabiliyor. Ancak aynı irtifada 0 rüzgarda kalkış denemelerinin sadece 5’te birinde başarılı olabildim (İstanbulda bu sorun olmamıştı). Bu yüzden biraz rüzgar işleri çok kolaylaştırıyor. Daha ağır pilotlar için daha güçlü bir motor seçeneği mevcut.
Kalkış: Ters kalkışlar çocuk oyuncağı. Hafifliği sayesinde PM’un ağırlığını bir müddet sonra farketmiyorsunuz. Ancak düz kalkışta gaz vermek riskli. Kafes esneyebildiği için eliniz pervaneye çarpabilir. Bu yüzden kanatın dibine kadar geri geri gidip koşarak kanadı şoklayarak tepeye getirmek lazım.
Uçuş: ABM harness ile gerçekten de ağırlık kaydırmak mümkün. Gürültü seviyesi ve titreşim makul ama kulak korumalı bir kask takmakta fayda var. Ne de olsa egzoz kulağınızın dibinde sayılır.
İniş: İyi zamanlanmış bir palye ile yumuşakça inmek mümkün. Bir keresinde yazın sabah erken havalandım ama inerken ilk termikler vurmaya başlamıştı. İnişte rüzgar aniden yön değiştirdi ve arkadan esmeye başladı. Yine de normalden hızlı koşarak inmeyi başardım. Yine ilk uçuşların birinde frenleri biraz erken çektim ve kanat kabardı. 1 metre kadar yüksekte süratsiz kaldım ama gene de rahatça yere indim. Eskiden uçtuğum PM’larda böyle birşey başıma gelseydi herhalde durum çok farklı olurdu. Burada gene hafiflik ön plana çıkıyor.
Özetle Miniplane beklentilerimi aşan bir PM. Son derece portatif olması çok güzel. ABM çubukları bile istenildiğinde sökülebiliyorlar. Ancak hangi markayı alırsanız alın, eğer kurma/sökme işlemi çin 1-1.5 saat zaman kaybetmek, yorulmak (bu esnada uygun rüzgarın kesilmesi en kötüsü ki Kayseride bu da başıma geldi) istemiyorsanız taşıma problemini kökten çözecek mini panelvan tipi bir binek edinmenizi öneririm. Birkaç defa aleti yan yatırırken otomobilime benzin döktüm ve bu hiç iyi olmadı. Ayrıca fileye benzeyen sökülebilen kafesi çok dikkatli katlamak lazım. Diğer türlü, fileyi çözmek karışmış misinayı çözmeye benziyor. Nihayetinde, yoğun çalışmalarım sebebiyle zaman ayıramadığımdan toplam 10-15 sorti (6-7saat) uçuştan sonra bu PM’u sattım. Şu anda Manisa semalarında uçuyor. Dilerim bu yorumlar sizlere faydalı olmuştur. Eğer soru / önerileriniz olursa her zaman cevaplamaya hazırım.
Allah iniş takımlarınıza zeval vermesin
Dr.Müh.Emre Aydemir
Öncelikle biraz kendimden bahsedeyim. Yamaç Paraşütü’ne 1996 yılında BÜHAK’tan aldığım eğitim ile başladım. 2001 yılına kadar değişik yerlerde uçuşlar gerçekleştirdim. O sene Paramotora karşı ilgim arttı ve ikinci el bir La Mouette ZR-250 aldım. Ancak bu ünite çok ağır olduğundan (benzinle birlikte 40 kg!) fazla verim alamadım ve elimden çıkardım. Daha sonra yurtdışında bir müddet Fresh Breeze Simonini ile uçtum. Türkiyeye geri döndüğümde bu iki modelden de çok daha hafif olan Miniplane ABM’yi denemeye karar verdim.
Tedarik: Miniplane’i Erdoğan Şanslı’dan satın aldım. Tabii kendisinden bir miktar eğitim aldığımı ve bu eğitimin benim gibi geçmiş deneyimi olan birisi için bile şart olduğunu belirtmeme gerek yok. Tedarik ve etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla yedek parça bakımından sıkıntı yok.
İşçilik: Miniplane ‘nin her modeli öncekilere göre farklar (iyileştirmeler) içermekte. Kullanılan malzeme kalitesi ve işçilik birinci sınıf. Ancak ufak da olsa birkaç tane problem tespit ettim:
1. Yakıt deposunun kapağı tam kapanmıyordu. Bu durumda ilk çalıştırmada karbüratöre benzin gitmesi için borudan aşırı şiddette hava üflemek gerekiyordu. Bu sorunu kapak ile depo arasına ince bir buzdolabı poşeti koyarak kolaylıkla giderdim.
2. Jikle kolu bir kere kendiliğinden aşağıya kaydı. Bu da kalkış anında motoru boğdu ve plansız inmek zorunda kaldım. Bir daha başıma gelmedi ama denize doğru kalkış yapıyor olsaydım durum vahim olabilirdi. Ne olur ne olmaz diye dışarıdan esnek bir velcro ile bu kolu sabitledim.
Ağırlık: Diğer PM’lar ile kıyaslanamayacak kadar hafif (18-19 kg). Bu özellik çok ama çok önemli. Bilhassa 0 rüzgarda kalkışlarda çok büyük bir avantaj sağlıyor.
Performans: Benim gibi 75 kg ağırlığındaki bir pilotu Small bir kanat ile rahatlıkla 1150 m irtifadan havalandırıp 2000 metrelere zorlanmadan çıkarabiliyor. Ancak aynı irtifada 0 rüzgarda kalkış denemelerinin sadece 5’te birinde başarılı olabildim (İstanbulda bu sorun olmamıştı). Bu yüzden biraz rüzgar işleri çok kolaylaştırıyor. Daha ağır pilotlar için daha güçlü bir motor seçeneği mevcut.
Kalkış: Ters kalkışlar çocuk oyuncağı. Hafifliği sayesinde PM’un ağırlığını bir müddet sonra farketmiyorsunuz. Ancak düz kalkışta gaz vermek riskli. Kafes esneyebildiği için eliniz pervaneye çarpabilir. Bu yüzden kanatın dibine kadar geri geri gidip koşarak kanadı şoklayarak tepeye getirmek lazım.
Uçuş: ABM harness ile gerçekten de ağırlık kaydırmak mümkün. Gürültü seviyesi ve titreşim makul ama kulak korumalı bir kask takmakta fayda var. Ne de olsa egzoz kulağınızın dibinde sayılır.
İniş: İyi zamanlanmış bir palye ile yumuşakça inmek mümkün. Bir keresinde yazın sabah erken havalandım ama inerken ilk termikler vurmaya başlamıştı. İnişte rüzgar aniden yön değiştirdi ve arkadan esmeye başladı. Yine de normalden hızlı koşarak inmeyi başardım. Yine ilk uçuşların birinde frenleri biraz erken çektim ve kanat kabardı. 1 metre kadar yüksekte süratsiz kaldım ama gene de rahatça yere indim. Eskiden uçtuğum PM’larda böyle birşey başıma gelseydi herhalde durum çok farklı olurdu. Burada gene hafiflik ön plana çıkıyor.
Özetle Miniplane beklentilerimi aşan bir PM. Son derece portatif olması çok güzel. ABM çubukları bile istenildiğinde sökülebiliyorlar. Ancak hangi markayı alırsanız alın, eğer kurma/sökme işlemi çin 1-1.5 saat zaman kaybetmek, yorulmak (bu esnada uygun rüzgarın kesilmesi en kötüsü ki Kayseride bu da başıma geldi) istemiyorsanız taşıma problemini kökten çözecek mini panelvan tipi bir binek edinmenizi öneririm. Birkaç defa aleti yan yatırırken otomobilime benzin döktüm ve bu hiç iyi olmadı. Ayrıca fileye benzeyen sökülebilen kafesi çok dikkatli katlamak lazım. Diğer türlü, fileyi çözmek karışmış misinayı çözmeye benziyor. Nihayetinde, yoğun çalışmalarım sebebiyle zaman ayıramadığımdan toplam 10-15 sorti (6-7saat) uçuştan sonra bu PM’u sattım. Şu anda Manisa semalarında uçuyor. Dilerim bu yorumlar sizlere faydalı olmuştur. Eğer soru / önerileriniz olursa her zaman cevaplamaya hazırım.
Allah iniş takımlarınıza zeval vermesin
Dr.Müh.Emre Aydemir