Sevgili arkadaşlar,
Şimdiye kadar okudum okudum, kendimi yazmama konusunda tutmaya çalıştım ama yazmam gereken düşüncelerim var.
Şimdiye kadar yazılanlar malesef havacılık camiasının ne durumda olduğunu gözler önüne sermekle kalmıyor gözümüzü çıkarırcasına her saat başı tekrar tekrar gözümüze sokuluyor.
Ancak her zamanki gibi bazı şeyler atlanıyor, elde hiçbir fayda yok ve ortalık yine kan gölü.
Birlikten, hak ve hukuktan bahsediliyor ancak sürekli daha da uzaklaşılıyor.
Aşağıda en çok tartışılan/tartışılmayan bazı konular:
1. Tahsin Abi' nin kendi çabaları ile elde edebildiği ancak bizim içimizden* olan arkadaşlarımızın bir türlü elde edemediği liste ve delege sayılarındaki farklar:
Delegesi olan kulüpler (110 faal THSF Kulübünün Oy Hakkı Bulunmuyor) GSM Liste Tahsin Tekin'in Açıkladığı Liste Fark
Ahas 1 1 0
Albatros 3 2 1
AYPD 3 2 1
Çanhavk 2 1 1
Denhavk 2 1 1
Denizli GHSK 1 1 0
Gökyüzü 3 3 0
Gürsu 1 2 -1
İkarus 3 2 1
İsuk 2 1 1
Mustafa Kemalpaşa SHK 1 1 0
Pendik SHK 1 1 0
THK Manisa 2 1 1
THK Eskişehir 1 1 0
Tokat Sportif 1 1 0
Yamaç SK 2 1 1
Doğa Ex 2 1 1
Sakarya HSK 1 1 0
Ben yukarıdaki listeye baktığımda delege sayılarına değil bu sayıların olaya etki gücüne bakarım.
Yukarıdaki tabloya bakıldığında toplam oy sayıları dışında değişen birşey yok.
Burada da doğal olarak tüm gözler kartları dağıtan pozisyonundaki şahıslara dönüyor. Peki kartları dağıtan kimdir? Ancak hala camiayı rahatlatıcı bir açıklama yok.
Herkesin ağzında "Ben yapmadım" minvalinde söylemler var ancak bize bir faydası yok. Aksine Tahsin Abi yanlış liste verdi falan gibi açıklamalar var. Ben Tahsin Abi' yi sade bir pilot olarak kutlamak istiyorum. Sebebi ne olursa olsun tüm camiayı deriiiiiin bir uykudan bir anda uyandırmayı başardı ve bu tartışmaların önünün açılmasına "Liderlik" etti.
THSF sitesindeki dökümanda THSF onaylı 128 faal Kulup var ancak delege hakkı olan 18 kulüp mevcut. Bu sizce de garip değil mi?
Bu kulüpler ne yapar, nasıl değerlendirilir, kim değerlendirir, neden oy hakları yok belli değil. İsmi THK ile başlayan 13 tane kulüp var ve bu kulüplerden bazıları senede birkaç eğitim veriyor. Bu kulüplerin oy hakkı neden yok?
http://www.thsf.gov.tr/Sayfalar/ContentView.aspx?ContentUrl=/Kulupler/kulupler.pdf
Bu camianın tamamının temsil edilmesi, haklarının savunulmasının yukarıdaki tablo ile de bir alakası yok. Daha delege sayılarında yapılan haksızlıklar ve bizim camia olarak onları savunamayışımız ortada iken bir şekilde* delege hakkı olmayan kulüplerin hakkını kim teslim edecek? THSF mi şu anki kişiler mi?
Delege sayısı çok olan arkadaşlarımızın Gökyüzü kulübünün 3, diğerlerinin 2 veya 1 delege hakkı varken duyulan rahatsızlıkları ve zan altında kalma psikolojisi diğerleri de 3 olunca ortadan kayıp mı oldu? Tüm kulüpler haklarını almış mı oldu? Haktan hukuktan bahsederken ön seçim için belirtilen delege sayıları hala 3.
Bunun böyle olmaması gerekir. Unutmayalım ki biz sarı öküzü verdiğimizde kaybettik diye bir söz var ve şu anlık da olsa bunun savunucusu konumunda olması gereken sizlersiniz.
Her ne olursa olsun bizim yarışmacı pilot arkadaşlarımızın başarıları sonucunda hakkı ile 2 kere 1nci olan bir kulübün delege sayısı hala 1 iken kimin hakkı yeniyor?
Emeği harcanan bizim pilot arkadaşlarımızdır.
Bunları onları kullanmak için söylemiyorum ancak bugün bunlara neden olan bir çalışma ve düşünce tarzı yarın benim ve kulübümün* hakkını "Ben Yapmadım" mantığı ile nasıl savunabilir? GSM faaliyet listesini çerçeveletip duvarına asmak için istememiştir herhalde.
Her ne kadar FAI ve Lisans konusu önemsizleştirilmeye ve aslında eğitim almaya bile gerek yok gibi açıklamaların yapılmasına rağmen 30.11.2012 tarihli "Federasyon Çalışmaları" başlıklı yazının 18,19, 22 ve 36ncı madderi FAI ile ilgili iken bu FAI gereksizdir, FAI lisanslarına ne gerek var gibi pilot camiasında manipülasyonlar bile yapılmıştır.
Yani FAI konusu şu anda herkes için EN ÖNEMLİ konudur.
Eğitim ve Lisanslandırmanın önündeki en büyük engeldir. Bunun, artık camianın "çok az kaldı alacağız, çok az kaldı geliyor" gibi söylemlerle oyalamaktan vazgeçilmesi gerekir. Bu konudaki stratejik hataların tekrar yapılmaması ve şimdiye kadar yapılmayan uzlaşı yoluna gidilmesi gerekir.
Ben bir yamaçparaşüt pilotuyum ve spora 2006 yılında başladım. Hiçbir zaman "federasyonumu istiyorum" çalışmalarının içerisinde bulunmadım çünkü ben o zaman daha bu camiada bile yoktum. Şahsen THK' dan eğitim alıp başladığım için hiçbir lisans sorunum da olmadı. Şu anda IPPI ParaPro 5 sahibiyim. Ne işe mi yarıyor? Yurtdışında bir yarışmada sorulana kadar hiçbir işe yaramadığını düşünüyordum.
Ancak camiada olan bir şeylerin farkına varmaya başladığımda federasyon gibi bir oluşumu desteklemeye başladım. İlk yarışmama 2008 yılında katıldım. Ancak yıllar ilerledikçe sporun sorunlarına biraz daha vakıf oldum. Ypforum' da o zamanlar meşhur Semih Sayır-Bilal Kaya atışmaları vardı
Ancak şu anda yaşlar ilerlediği için midir nedir olaylar biraz daha farklı ve Semih Sayır artık çekicini aramıyor ve daha yumuşak bir üslubu var
Benim Tahsin Tekin hakkında hiçbir şey bilmiyorsam bile tek bildiğim ve inandığım şey şudur:
Tahsin Abi bir söz vermiş ise bunu her ne pahasına olur ise olsun yerine getirir. Daha önceki kurum ve kişilerle olan çatışmalar da bu sebeplerden ortaya çıkmıştır. (Diğer adayların aksi durumda olduğunu kastetmiyorum, herkesin icraatları ortadadır.)
Tahsin Tekin' in kendi seçim vaadiyle bu yapılamayan çalışmaların 12 ay gibi kısa bir vadede yapılacağını "taahhüt ve tefekkür" etmiştir.
THSF' de görevli kişilerin çoğu hepimizin arkadaşıdır ve gönüllülük esasına dayalı olarak yaptıklarının takdir edilmesi gerekir. Başkanlar/Liderler kendi ekiplerini kurmakla ve yönetmekle yükümlüdür. Ekipte aksayan, görevini yapmayan/yapamayan kişilerle yolların ayrılması ya da cezalandırılması onların görevidir.
Ancak iş hayatında başarısızlıkların da bir bedeli vardır. Bu bedel başkanın seçtiği görevlilerin cezalandırılması ile olamaz. Bu bedeller bizzat "Liderler" tarafından ödenir.
Umarım herşey hepimizin faydasına gelişir ancak bundan sonrasını ise zaman gösterecek...
Sevgiler,
Eren KIZILTUĞ