Yeni Türkiye Rekoru 258,9 km.

Son yaptığınız uçuşu , XC uçuşlarınızı ve XC tekniklerinizi bu kategoride paylaşabilirsiniz.

Moderatör: Moderatör Ekibi

Kullanıcı avatarı
m.bayrakci
Mesajlar: 331
Kayıt: 04.07.2006, 21:40
Ad Soyad: Murat Bayrakçı
Şehir: memleket:Tire Yaşadığı:Diyarbakır
Aldığı Beğeni: 2 / 0
Yaş: 48
Pilot Menüsü: 

Mesaj #21 gönderen m.bayrakci » 1 on yıl 1 yıl önce (25.08.2012, 23:12)

harika bir başarı, tebrik ederim..


Kullanıcı avatarı
zorhedef
Mesajlar: 353
Kayıt: 15.04.2007, 15:21
Ad Soyad: Mustafa Atsız
Şehir: Konya / Akşehir
Aldığı Beğeni: 1 / 4
Pilot Menüsü: 

Mesaj #22 gönderen zorhedef » 1 on yıl 1 yıl önce (25.08.2012, 23:16)

Basarılarınızın devamını dilerim Aksehir ekibinden sevgilerle nice. Mesafelere inşallah

Kullanıcı avatarı
KAYAKIN
Mesajlar: 144
Kayıt: 07.01.2006, 08:48
Ad Soyad: Cihan Kın
Şehir: istanbul
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #23 gönderen KAYAKIN » 1 on yıl 1 yıl önce (27.08.2012, 08:37)

tebrikler ; yurdaer ve ziya , çok keyifli bir gün olmuş ...

Kullanıcı avatarı
gakkaya001
Mesajlar: 459
Kayıt: 10.07.2010, 01:35
Ad Soyad: Güner Akkaya
Şehir: Adana
:
Yarışma Pilotu 150+ Club
Aldığı Beğeni: 7 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #24 gönderen gakkaya001 » 1 on yıl 1 yıl önce (27.08.2012, 11:02)

Türkiye mesafe rekortmenleri Ziya Hacıalioğlu ve Yurdaer Etikeye ayrıca bayanlar yeni mesafe rekortmeni Merve Gülşah Aslan'ı başaralarından dolayı tebrik ederim mükemmel bir uçuştu teşekkürler...

kubibjk
Mesajlar: 231
Kayıt: 16.08.2006, 09:04
Ad Soyad: Kubilay Ertürk
Şehir: Adapazarı
Aldığı Beğeni: 1 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #25 gönderen kubibjk » 1 on yıl 1 yıl önce (27.08.2012, 18:02)

Yurdaer hocam harikasınız.300+ bekliyoruz.Selamlar.

Kullanıcı avatarı
ORKO
Mesajlar: 893
Kayıt: 14.09.2005, 21:23
Ad Soyad: Mehmet Gönüllü
Şehir: Konya / Fethiye-Ölüdeniz
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #26 gönderen ORKO » 1 on yıl 1 yıl önce (28.08.2012, 10:33)

tebrikler güzel bi mesafe... devamını dilerim.


Kullanıcı avatarı
ziya
Mesajlar: 247
Kayıt: 03.03.2005, 22:37
Ad Soyad: Ziya Hacialioglu
Şehir: Ölüdeniz - Bursa
:
Yarışma Pilotu 250+ Club
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #27 gönderen ziya » 1 on yıl 1 yıl önce (31.08.2012, 00:05)

tesekkurler herkese,
Yurdaer ile aynı ucusu paylaşmak ayrı bır zek tabiki ustunede mesafe gelince şık oldu uçuşun ayrıntılarını sonra yazarız ama şu bir gerçek Yurdaer olmasaydı uçamazdık

ziya..

Kullanıcı avatarı
yppilot35
Mesajlar: 263
Kayıt: 18.08.2007, 18:48
Ad Soyad: Murat Binici
Şehir: İzmir/ Akşehir
:
50+ Club
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #28 gönderen yppilot35 » 1 on yıl 1 yıl önce (31.08.2012, 12:42)

tebrıkler bravo ucan ekıbe

Kullanıcı avatarı
yurdaeretike
Mesajlar: 85
Kayıt: 15.07.2005, 13:49
Ad Soyad: Yurdaer Etike
Şehir: İstanbul
:
Yarışma Pilotu 250+ Club
Aldığı Beğeni: 20 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #29 gönderen yurdaeretike » 1 on yıl 1 yıl önce (28.09.2012, 16:29)

Rekor hikayesi biraz gecikti ancak sonunda uçuşla ilgili bir şeyler yazabilmek için zaman ve motivasyon bulabildim.

İşin aslı, son iki sezondur XC uçuşlarına yeterince zaman ayıramadığım için kendimi biraz suçlu hissediyordum. Suçluluk duygumun bir miktar hafiflemesine yardımcı olması açısından bu uçuş faydalı oldu. Yine de, XC uçuşlarının pilotun havayı hissetmesi ve hat seçme/termik bulma konusunda pilotun kararlarını geliştirmesi bakımından daha etkin olduğunu düşünen biri olarak ileride XC uçuşlarına daha fazla zaman ayırmam gerektiğini düşünüyorum.

Uçuşa gelince;

İyi bir XC için, umut vadeden hava tahminleri ile bayram tatilinin çakışması kadar güzel bir şey olmaz herhalde. Hava tahminleri her ne kadar “çantada keklik rekor mesafeler” göstermiyor olsa da; azimli pilotlar ekmeğini taştan çıkarabilirdi. Bir de hava tahminlerinin değişme ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyordu. Özellikle ikinci ve üçüncü günler için ve olumlu yönde…

İlk planda XC deneyeceğimiz günler Cumartesi ve takip eden iki gün olarak görünüyordu. En uzun uçuş ise ikinci gün yani Pazar yapılabilecek gibiydi. Uzun uçuşlar için fiziksel performansınızı da planlamanız gerekiyor. Benim için iki gün üst üste 6 saatin üzerinde uçuş yapmak çok yorucu oluyor. Bu sebeple Cumartesi sonuna kadar zorlamakla, kendimi Pazar gününe saklamak konusunda kararsızdım.

Karar olarak “dene ve gör”ü seçtim. Cumartesi zorlayıp, Pazar risk almadan fiziksel kondüsyonumun gittiği yere kadar gidecektim. Bu arada fiziksel kondüsyonla kasıt havada yorgunluktan bayılmak değil. Kendimi havada iyi hissetmediğim durumlarda; ya daha fazla risk almamak için kendim uçuşu sonlandırmayı seçiyorum, ya da bu durumun yarattığı yanlış karar almalar sonucu inmek zorunda kalıyorum.

Pazar günü en iyi gün olsaydı “dene ve gör” kararı yanlış bir karar olacaktı. Cumartesi 6,5 saat uçtuktan sonra ertesi gün aynı süre havada kalmak benim için biraz zor olurdu. Pazar günü havanın kötü olmasını ilk başta olumsuz değerlendirmiştik. Ancak, bu durum benim için bir sonraki gün Ziya ile birlikte yapacağımız rekor uçuşu öncesi dinlenme şansı tanıdı. Aslında saat 2 gibi hava XC için uygun hale geldi ve 100 km’nin üzerinde uçuşlar yapıldı. Kuzey batı yönünden gelen havanın görüntüsü ve kokusu ertesi gün için umut vaat ediyordu. Ben bir sonraki gün için dinlenmeyi tercih ederken; Ziya’nın da erken patlaması ertesi gün yapacağımız uçuş için bizim istekli ve formda olmamızı sağladı.

Pazartesi günü uçuşun rekor mesafeye ulaşabilmesi için dikkat etmemiz gereken birkaç husus vardı. İrtifadaki rüzgar hızı ve bulut tabanı rekor için ideal şartlarda olmadığı için, olabildiğince erken kalkmalı, gün sonuna kadar uçmalı ve yanlış rota seçimi sebebiyle bir yerlerde takılmamalıydık. Sıkıntı yaratan diğer hususlar ise, kalkışta rüzgarın oldukça açılı gelmesi ve hava sahası sebebiyle kalkışta ve ilk 10-20km’lik bölümde sanal bir düşük tavanın varlığıydı.

İlk plan saat 12 gibi kalkmaktı. 11:45 gibi havanın çalıştığı konusunda şahsen emin olmama rağmen; yapılan ilk kalkış denemelerinde kimsenin tırmanamıyor olması sebebiyle kalkışı ertelemek durumunda kaldık. Hakim rüzgarın tepeye neredeyse 90 derecelik açıyla esiyor olması, önümüzden kopan termiklerin tepeye paralel drift olup yükselmesi sonucunu yaratıyordu. Kalkış yapan arkadaşların her zamanki alışkanlıkları paralelinde tepe önünde soaring yapar gibi termik aramaları sebebiyle yükselebilen olmamıştı. Bundan emin olmama rağmen; önümüzdeki ovanın biraz daha ısınıp hakim rüzgarı dengeleyebilecek anabatik etki ve tepeye doğru termikler yaratması ve kalkış sonrası tepe önüne patlama ihtimalinin biraz daha düşmesi için beklemeye karar verdim. Saat 12:45’e kadar şartlarda değişiklik olayınca Ziya, Akın ve benim de içinde bulunduğum bir gurup denemeye karar verdik.

Kalkış sonrası tepenin biraz açığında bulduğumuz bir termikle yükselmeye başladık ve hava sahasına girmemek için bulut tabanı yapmadan güney-güneybatı yönüne süzülmeye başladık. İlk zorluk bu bölümdeydi. Bulut tabanı yapmadan ilk termikten ayrıldığımız için ilk bulduğumuz kırıntıları değerlendirmeye çalıştık. Burada Ziya ve Akın’la ilk kısa ayrılışımızı yaşadık. 8-10 km sonra tekrar birleştikten sonra 80. km’ye kadar birlikte hızlı ve rahat bir uçuş yaptık. Bulutların rotayı çok net göstermesi ve her bulutun istisnasız çalışması sebebiyle bu bölümde rekor mesafesi için kafamda bir umut oluşmuştu. Ancak 80-85 km arasında altına girdiğimiz bir bulut diğerleri gibi değildi. Altında 1-1,5 m/sn’lik dağınık birkaç termikle yükseliyor, Akın ve Ziya ile her tarafını araştırıyor fakat bu büyüklükte bir bulutu besleyen ana merkezi bulamıyorduk. Bu arada Akın bizden biraz uzak ve biraz daha cılız bir termiğe takıldı. Bu Akın’la koptuğumuz bölümdü.

Buradan sonraki 15-20 km’lik türbülanslı ve dönülmesi zor termiklerin bulunduğu bir bölümde oldukça vakit harcadık. Rotanın ilerleyen bölümünde umut vadeden bir görüntü olmadığı için, doğru düzgün irtifa alamıyor olmamıza rağmen bu termikleri bırakamıyorduk. Bu bölümde bugünün rekor günü olmadığına ilişkin bir hisse kapılmaya başlamıştım. Diğer taraftan, sürüklendiğimiz hattın 8-10 km batısında rüzgar yönünde devam eden, zayıf bulutlardan oluşan bir hat oluştu. Bu hatta ulaşma amacı ile rotamızı bir miktar değiştirdik ve hattı yakaladığımızda yine rahat bir bölüm başlamış oldu.

Bu bulutlu bölümü bitirdiğimizde 150 km’yi geçmiş, Akşehir ve Eber gölünün kuzeydoğusunda, iki gölün ortasına denk gelen bir yere gelmiştik. Gidiş yönümüzde, rüzgara dik şekilde uzanan Sultan Dağları duruyordu. Bu aşamada rekorun artık mümkün olmadığını kanaat getirerek, 200 km’yi nasıl geçebileceğimizi düşünmeye başladım. Karşımızda 3 seçenek vardı.

İlki, direkt Sultan Dağları’na toslayıp, dağların üzerinde ne kadar yükseleceğimize bakıp, gözümüz keserse rüzgar yönünde arkaya atlamaya çalışmak. Bu seçenek, sonrasında mesafe açısından sınırlı bir rota iken; rüzgarın şiddeti ve dağların bu bölgedeki yayvan yapısı sebebiyle biraz riskliydi. Yükselmeye çalışırken rüzgar sebebiyle dağın içine doğru drift olup, burada fazla yükselemeyip veya termikten düşüp dağın ortasında iniş yapılamayacak ve geri dönülemeyecek bir bölgede kalabilirdik.

İkinci seçenek, güney batı olan rotamızı, rüzgarla açı yapacak şekilde daha güneyli hale getirerek mesafeyi uzatmaya çalışmak. Bu seçenek, hızımızı azaltan bir alternatif olmasına rağmen; yaklaşık 30 km sonra dağ sırasının yapısı sebebiyle, dağları rüzgar yönünde geçme opsiyonu içeriyordu. Her iki durumda mesafe açısından önü çok açık alternatifler değildi.

Üçüncü seçenek ise, rotamızı batılı hale getirip, Sultan Dağları’nın Kuzeybatı ucuna giderek sonrasında rüzgar yönünde mesafemizi artırmak. Bu seçeneğin riski, bu uçtaki V şeklindeki coğrafi yapı ve rüzgarın yönü sebebiyle, divergence oluşması ve bu ölü bölgede inme ihtimalimizdi. Diğer yandan, havada kalmayı becerebilirsek mesafe açısından önü açıktı.

Bu esnada uçtuğumuz yönün biraz batısında aşağıda gördüğümüz bir dust devil ve rotamızın batısında belli belirsiz oluşan mist hattı (bulut öncesi yoğunlaşma) biraz batıya kaymamıza sebep oldu. Sonrasında en doğru tercihin üçüncü seçenek olduğuna karar vererek batılı uçmaya başladık. Bu bölümde karar vermemiz gereken husus, dağ sırasına ne kadar yakın uçmamız gerektiğiydi. Yakın uçmak rüzgar yönü itibariyle soaring ihtimali de içeriyor gibiydi. Diğer taraftan, gittiğimiz yönde dağın ters V şeklindeki yapısı, rüzgarı ikiye bölerek düşük irtifalarda bizi kafa rüzgarına yakın bir açıda rüzgarla karşı karşıya bırakabilirdi. Bu da hızımızı düşürürken, dağa paralel rüzgar sebebiyle sırt hattındaki kaldırıcı oluşumunu engelleyebilirdi.

Sırt hattından biraz uzak bir rota seçerken, Çay kasabasının üstündeki V şeklindeki bölümde sırtın içine doğru girmeyi tercih ettik. 200 km’yi geçerken havada küçük bir kutlama yaptıktan sonra mesafemizi uzatmak için cılız da olsa bulduğumuz termikleri dönmeye karar verdik. Bu aşamada da gün bitmeye başladığı için rekor kıracağımızı düşünmüyorduk.

Bu arada GPS’teki mesafe 200 km üzeri 10, 20, 30 şeklinde artıyor, her cılız termik daha düşük bir irtifada bitiyordu. 240’ıncı kilometrelere geldiğimizde, önümüze Karadilli köyü ve arkasındaki alçak sırtlar çıktı. Bunlar son süzülüşü engelliyordu. Kaldı ki bu irtifa ile önümüz açık olsa ve süzülsek 250’yi çok geçemeyecektik. Yani son bir termiğe ihtiyacımız vardı. Karadilli’nin güneyindeki sırtlardan bir şey bulma umuduyla o yöne doğru giderken, termiği bulmayı umut ettiğim yerde termik bulamaz isem köyün üzerinde kalacağımı ve uygun bir iniş alanına yetişemeyeceğimi anladım.

Tam uygun bir iniş alanı için rotamı değiştirecek iken, sol tarafımdan vuran termiğe korkmuş bir çocuğun annesine sarıldığı gibi sarıldım. Ziya benden biraz geride ve benden yüksekti. Ziya’nın termiği sağdan daha rahat dönebildiğini bilmeme rağmen; irtifam kritik ve termik dar/ cılız olduğundan sol olan dönüş yönümü sağa dönüştüremedim. Bu arada üzerime gelen Ziya için olumlu şeyler düşünmeye başladım. “İnşallah soldan dönersin…İnşallah soldan dönersin…”

Ziya üzerimden termiğe girdi ve birlikte soldan, soldan dönerek, köyün ve arkasındaki sırtların üzerinden drift olarak yükseldik. Artık rekor önümüzdeki düzlükte gözüküyordu. Termik zayıflamaya başlayınca, rekoru garanti ettiğimizden fazla zorlamadan süzülmeye başladık. Ziya benden biraz yüksek ve sol arkamdan geliyordu. Benden daha iyi pozisyonda olduğundan, arkama bakmıyor, en iyi süzülme pozisyonunda kalmaya çalışıyordum. Yer iyice yaklaştığında dönüp, rüzgarı karşılayarak indim. Bu esnada Ziya’nın üzerimden geçeceğini düşünerek yukarı baktım ancak göremedim. Bu arada Ziya’nın sesini duyup, sesin geldiği yöne döndüm. Ziya benden 100-200 metre geriye inmişti. Beraber 258 km uçarak yeni Türkiye Yamaç Paraşütü Mesafe Rekoru’nu kırmıştık…

Gelelim teşekkür kısmına;

XC uçuşlarını beraber yapmanın hem avantajları hem dezavantajları söz konusu. Toplamda değerlendirildiğinde bence avantajları dezavantajlarından fazla. Ayrıca, havada yaşadığınız o muhteşem anları ve duyguları birileriyle paylaşıyor olmak da artısı. Ziya olmasaydı ben, ben olmasaydım Ziya bu uçuşu yapabilir miydi emin değilim ? Muhtemelen olabilirdi ancak, yine de bu uçuşun gerçekleşmesi ikimizin ortak çabalarının ve becerilerinin bir sonucu. Yani ilk teşekkür birlikte uçtuğumuz için Ziya’ya…

İkinci teşekkür bu rekor mesafeyi uçtuğum kanadı bana sağlayan, sevgili Savaş Kıroğlu abime. Sadece bu uçuşta değil, bu seneki yarışma uçuşlarımda da kanat sponsorumdu kendisi. Ayrıca, sadece sponsorluk anlamında değil; olumlu yaklaşımı, eğlenceli kişiliği ve hayata karşı arzu dolu yapısıyla üzerimde hep olumlu etkileri olan bir şahsiyet kendisi…

Ziya’nın kulübü AHAS da sağladığı destekler sebebiyle teşekkürü hak ediyor. Geri dönüşümüzde yardımcı olan, indiğimiz yere yakın Tatarlı kasabasında Hekimlik yapan ve aynı zamanda kendisi de yamaç paraşütü yapan Ahmet Okan ve Ahmet'e ulaşmamıza yardımcı olan Akşehir'den Ertan'a yürekten teşekkürler. Ek olarak, çeşitli ortamlarda tebrik ve takdirlerini paylaşan tüm arkadaşlara da şükran duygularımı iletiyorum.

Son olarak ancak en önemli teşekkürü ise anlayışlı, tatlı ve biricik eşim Asena hak ediyor. Doğacak bebeğimizi beklerken, bu sürecin zorluklarına rağmen, uçuşla ilgili bana desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Teşekkürler eşim, hayat arkadaşım…

Yurdaer

Kullanıcı avatarı
GAZOZCU
Mesajlar: 1
Kayıt: 17.04.2010, 10:03
Ad Soyad: Erkan Acar
Şehir: Antalya
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #30 gönderen GAZOZCU » 1 on yıl 1 yıl önce (28.09.2012, 19:19)

helal olsun Yurdaer hocam , her zaman , olduğun gibisin

Kullanıcı avatarı
ahmetsen
Mesajlar: 160
Kayıt: 04.07.2012, 17:37
Ad Soyad: Ahmet Şen
Şehir: Ankara
:
100+ Club
Aldığı Beğeni: 17 / 0
Yaş: 45
İletişim:
Pilot Menüsü: 

Mesaj #31 gönderen ahmetsen » 1 on yıl 1 yıl önce (28.09.2012, 22:38)

Abi helal olsun. Yazdıklarını macera romanı okur gibi heyecanla okudum. Harikasın.


Kullanıcı avatarı
KARAGÖZ
Mesajlar: 566
Kayıt: 13.08.2006, 19:11
Ad Soyad: Deniz Karagöz
Şehir: Antalya
:
200+ Club
Aldığı Beğeni: 15 / 0
Yaş: 44
Pilot Menüsü: 

Mesaj #32 gönderen KARAGÖZ » 1 on yıl 1 yıl önce (28.09.2012, 22:52)

ahmetsen yazdı:Abi helal olsun. Yazdıklarını macera romanı okur gibi heyecanla okudum. Harikasın.
. +1

Kullanıcı avatarı
e=mc2
Mesajlar: 10
Kayıt: 25.08.2011, 11:17
Ad Soyad: Erdem Özcan
Şehir: Tekirdağ
Aldığı Beğeni: 0 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #33 gönderen e=mc2 » 1 on yıl 1 yıl önce (29.09.2012, 10:28)

Acemi olduğumdan olsa gerek bazı konulara yabancı kaldım. Hayranlığımı söylemeye gerek yok. Ne kadar kıymet arz eder bilmem ama... bir tebrikte benden.

kubibjk
Mesajlar: 231
Kayıt: 16.08.2006, 09:04
Ad Soyad: Kubilay Ertürk
Şehir: Adapazarı
Aldığı Beğeni: 1 / 0
Pilot Menüsü: 

Mesaj #34 gönderen kubibjk » 1 on yıl 1 yıl önce (30.09.2012, 22:44)

Yurdaer hocam güzel anlatımın için teşekkürler.İnşallah bizede xc uçmak nasip olur bir gün.+300 gelmesi yakın gibi .Slmlar.