Merhaba. AYK başkanımız Mehmet Aksoy'un isteği üzere hissettiklerimi ve yaşadıklarımı sizinle paylaşmaya çalışacağım

Akdeniz Üniversitesi Havacılık Topluluğu olarak 10-11-12 Haziran 2016 tarihlerinde Denizli'de termik eğitimi kampı yapmaya karar vermiştik. 10-11 Haziran günleri Dinamit Tepe'de hem kendim hem de öğrencilerim adına gayet verimli bir faaliyet olduğu kanaatindeyim. 10 haziran Cuma günü Öğlen sortisinde Dinamit Tepe'den kalkış yaptıktan sonra 8 km'de Çökelez'e atlayamadan patladım ve bu günde bulut caddesi 50+ kmleri vaadediyordu. Cumartesi günü ise yine öğlen sortisinde Dinamit Tepeden kalktıktan sonra 2200 metreleri görmüştüm ve termiğin drifti ile birlikte Çökeleze doğru geliyorken, Çökelez üstündeki Cumulus bulutlarının Congestus'a döndüğünü ve renginin iyice koyulaştığını gördükten sonra, uçuş emniyetini riske atmamak adına Pamukkale istikametine geri döndüm eve güvenli bir şekilde inişimi gerçekleştirdim. Cumartesi akşamı Çökelez'den gelen XC haberlerini aldıktan sonra hem benim hem de diğer eğitmen arkadaşım Batuhan Dağlıgil'in iştahı kabardı

Hemen Çökelez'den yapılan uçuşları ve rotayı inceleyip, Pazar günkü hava raporlarını değerlendirdik. Cumartesi günü uçan ekipten de ''gelin hava daha da güzel olacak yarın'' cümlesini duyduktan sonra gitmemek olmazdı. Biz de pazar günü sabah faaliyet rotamızı Çökelez'e çevirdik. Gelelim Pazar gününe..

Pazar günü(12.06.16) sabah sortisinde başlangıç arkadaşlarımızı 1 sorti Dinamit Tepe'den uçurduktan sonra hiç vakit kaybetmeden Çökelez'e doğru yola koyulduk. Take off'a geldiğimizde saat 10du ve beklenildiği gibi Güney-Batı rüzgarı başlamıştı. İlk defa uçacağımız bir bölge ve take off olduğundan hemen daha tecrübeli ve dün aynı yerden uçmuş pilotlardan bölge,hava ve rota hakkında bilgi almaya başladık. Sağolsun hem AYK pilotları, hem Umut Aktürk ve Bekir Baştuğ hocalarımız bizi engin uçuş tecrübeleri ile bilgilendirdi

Hemen uçuş ekipmanlarımızı hazırlayıp beklemeye koyulduk. Tabi bu arada da take off'ta yaklaşık 80 pilot olmuştuk tam bir şenlik havasıydı

Maalesef Akdeniz Üniversitesi Havacılık Topluluğu olarak 18 pilot olarak geldiğimiz Çökelez Take offundan, vario-gps yetersizliğinden ve uçuş emniyetini riske atmamak adına yalnızca 3 pilot kalkış yapabildik. Uçuşa gelecek olursak, hemen takeoffun sol önünde bulduğum termikle 2800lere ulaştım ve bulut caddesinin Büyük Çökelez'de çoktan oluştuğunu görüp vakit kaybetmeden hemen oraya atladım. Bulut altına geldiğimde AYK olarak 5-6 pilot gaggle oluşturduk ve aynı termiği dönmeye başladık ve artık grubun lideri bizdik. Bulut caddesini takip ettikçe yenileri de önümüzde oluşmaya devam ediyordu. Arka rüzgarında etkisiyle km sayaçları hızlı işliyordu

Daha önce hiç 50km+ uçamamış bir pilot olarak ilk hedefim 50+ yapıp ilk yıldızı almaktı. Gps'imde 50km'yi gördüğümde bulut tabanında ve 3300 m'deydim. Henüz bitmemişti uçuş gidebildiğim yere kadar gidicektim. Ancak bu noktadan sonra kanadımın hızının yetersiz olması nedeniyle ana grubun gerisinde kalmaya başladım. 70km'lere geldiğimde artık havada yalnızdım gerçekten tam bir low-save yaptım. Tam evet buraya kadarmış derken benden önce inen bir arkadaşın koparmış olduğu bir termikle tekrar 2500'leri gördüm artık hedef 80km idi. Gözüme bir köy kestirip arka rüzgarın da yardımı ile oraya ilerlemeye başladım. 80i de görmüştüm gps'te. Gidebildiğim yere kadar gidecektim. Köy üzerinde döndüğüm son termikle 3500'leri tekrar gördüm ve gpsim 87km gösteriyordu. Artık hedef 100 km idi arka rüzgarla ilerlemeye devam ettim ve 100km'yi gördüğümdeki yüz ifademi tahmin edemezsiniz

Gidebildiğim son köye kadar gideyim bari dedim o da 105 kmdeymiş. Bu noktada uçuşuma devam edebilirdim bulut caddesi tekrardan oluşmaya başlamıştı ve 3'lük ve çok geniş bir termik yakalamıştım. Önümdeki sıradağların arkasında yerleşim yeri göremeyince, 100km'yi geçmenin verdiği mutlulukla, 4 saat 30 dakka uçmanın verdiği fiziksel ve zihinsel yorgunlukla, ve de en önemlisi tuvalet ihtiyacı nedeniyle inişe geçmeye karar verdim

ve inmek için kulak kapalı bastırıcı döndüm

güvenli bir şekilde indikten sonra kanadımı katladım ve yürümeye başladım. Bu yazıyı okuyan arkadaşlara tek tavsiyem benim indiğim yere inmesinler.En önemlisi telefon çekmiyor ve en yakın ilçeye 20 km ve Sandıklı'ya 40km mesafede. Köylüler ilçeye arabayla bırakmak için 75, Sandıklı'ya bırakmak için 150 tl para istediler benden. Araba geçmez burdan dediler. Ben yine şansımı yürüyerek kullandım.(Malum öğrenciyiz) Yaklaşık 2 saat yürüdükten sonra ilk gelen araba(beton mikseri) sağolsun durdu ve beni Sandıklı Otogarın karşısına kadar bıraktı. Burdan ona tekrar teşekkür ediyorum

Ardından otobüsle Antalya'ya geri döndüm.
Şüphesiz hayatımın en yorucu ve en güzel günüydü. Tekrardan Akdeniz Üniversitesi Havacılık Topluluğuna, Antalya Yamaç Paraşütü Klubüne, Umut Aktürk ve Bekir Baştuğ hocama, beraber termik döndüğüm bütün pilotlara sonsuz teşekkürler
