1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (09.08.2016, 17:20)
gönderen SilverCloud
Selamlar arkadaşlar,

Bu hafta sonu Pazar günü eşim Selin Özçan Kılıç ile birlikte Ozone SwiftMax tandem kanadımızı açıp uçmaya fırsat bulabildik. Kanadımızla bu ilk uçuşumuzda uzun zamandır hayalini kurduğumuz birlikte uzun bir tandem XC uçuşu fırsatını yakaladık. Üstüne de kaymak olarak tandemle ilk kez 100 km üzerinde bir uçuş ve Türkiye Tandem Mesafe Uçuş rekoru geldi. Darısı konuya meraklı arkadaşlarımızın başına diyerek, merek edenler için kısaca uçuşmuzun hikayesini anlatmaya geçiyorum.

Tarih: 07.08.2016
Pilot: Muharrem Kılıç
Co-pilot: Selin Özçan Kılıç
Uçulan mesafe: 116 km
Uçuş süresi: 4 saat 4 dakika
Kalkış: Kumludoruk, Ayaş / ANKARA
İniş: Karacadağ Kasabası, Kulu / KONYA
Kanat: Ozone SwiftMax (EN C Tandem)
Pilot Harness: SkyParagliders Twin
Co-pilot Harness: SkyParagliders Skylighter2
Uçuş linki: http://www.ypforum.com/leonardo/flight/33901
Video linki:



2009 yılında eşimle tanıştığımızdan beri birlikte yüze yakın tandem uçuşumuz oldu ve bazen yılda sadece bir kaç uçuş yapabilsek bile ailemizin tandemi her zaman malzeme odasında hazırda bekledi. Ne zaman seyahat yada tatil için yollara düşsek tandem takımımız hep bagajımızda bizimleydi. Yurtiçinde, yurtdışında denk geldiği yerde termik uçtuk, yelken uçtuk, Ölüdenizde'de, Kaş'ta manzara keyfi yaptık, hatta bir keresinde Akşahir'deki yarışmada bir görevde gole bile uçtuk. Ama içimizde kalan hayalimiz birlikte uzun bir mesafe uçuşu yapabilmekti. Hatta sonra abarttık, madem mesafe uçacağız biraz uzun tutalım, rekora uçalım diye kafamızda kurmaya başladık.

İş rekor sevdasına dönünce elbette elimizi sağlamlaştırmak için ticari tandemden bir tık daha ileride performans gösterecek tandem şart oldu. Geçen sezonu doğru dürüst uçamadan harcadıktan sonra, planlar bu seneye kaldı derken sezon başında Honorin Hamard, Ozone'un yeni geliştirmekte olduğu performans tandemi ile 407 km'lik dünya tandem rekorunu patlattı. Öyle bir tandem kanat yapmaları için Ozone'a senelerdir yalvarıyordum zaten. Ve bir kaç ay önce ve Ozone yeni performans/XC tandemini SwiftMax olarak adlandırıp, EN C sertifikası ile piyasaya çıkarır çıkarmaz siparişimizi verdik.

Kanadımızı Temmuz başında geldi fakat yarışma, düğün-derek, tekrar yarışma, iş, güç derken bir türlü kanadı deneme fırsatımız olmadı. Bırakın denemeyi fabrika katı bile açılmadan bir ay boyunca kuzu gibi yattı evde yeni kanadımız. Sonra geldi Ağustos ayı, baktık ki geçtiğimiz hafta sonu hariç Ağustos ayı boyunca bütün hafta sonları yine dolu olacak, zaten Eylül'e girdikten sonra öyle rekoru falan ancak rüyamızda görürüz. Bu iş olursa ancak bu hafta sonu olur dedik.

Haftasonu hava tahminleri çok bombastik olmasada tandemle 100 km üzeri bir uçuş yapmaya yetecek gibi duruyordu. Tahminler Haymana üzerinden dosdoğru güneye salınmanın XC potansiyeli olarak daha iyi bir tercih olacağını gösteriyordu. Fakat Haymana'nın güneyinde kalan bölge o kadar sapa kalıyor ki, herhangi bir patlama durumunda arkanızda sizi takip eden bir araç yoksa, o kuş uçmaz kervan geçmez bölgeden dönmeye çalışmak çekilecek dert değil. Bir kere yaşadım biliyorum. Hele Ağustos sıcağında bozkırın ortasında eşinize o çileyi yaşatırsanız uçuş hayatınızı kendi elinizle bitirdiniz demektir, en azında eşinizle olan tandem uçuş hayatınızı bitireceğiniz kesin.

O yüzden XC potansiyeli daha düşük ama patlarsak çile çekmeyeceğimiz bir rotayı, Kulu yönünü gözümüze kestirdik; yollar bol, köyler bol, Ankara-Konya karayoluna yakın. XCSkies rota analizine göre yamaçtan erken kopar ve hızlı uçabilirsek Kulu'ya kadar rahat rahat varabiliriz gibi görünüyordu. Fakat Kulu'ya vardıktan sonra daha ileriye gitmenin imkansız olmasa da çok zor olacağı belliydi. Bizde 100+ mesafemizi yapalım da sonrasında Kulu'ya ne kadar yaklaşırsak üzerine kaymak olur dedik.

Erken kalkan yol alır diyerek yola düştük ve saat 12:00 gibi Ayaş kalkış pistine ulaştık, bir yandan hazırlanırken bir yandan da havadaki kanatları izlemeye başladık. Hemen hazırlanıp kalkmayı planlamıştık ama henüz havadaki hiç bir kanat doğru dürüst yükselemediği için işi ağırdan almaya başladık. Bu arada patlayanlar patladı, hala havada olanlar her yeni termikle biraz daha yükseğe çıkmaya başladılar. Saat 13:00 oldu, geçti derken, vakit geçtikçe umudumuz ve hevesimiz inceden sönmeye başladı. Modumuz rekor uçuşundan çıkıp bari çıkıp biraz termik uçar kanadı denemiş oluruz moduna doğru geçmeye başladı.

Sonunda karşımızda kuzeyden doğru yaklaşmakta olan bulutlanma üzerimize kadar geldi ve arkaya, güneye doğru sarkmaya başladı. Bazı kanatların alçaktan da olsa tepeden geriye doğru uzamaya başladıklarını görünce ya şimdi ya hiç diyerek 13:30 da kanadı çektik.

Tam kanadı çekmeye hazırlanırken iniş alanında bir iki toz şeytanı (dust devil) heyecan yaratmaya başlamıştı bile. Kanadı çeker çekmez yamaca yapışmak için sola dönerken, sağ tarafta iniş alanı üzerinde bir kanadın toz şeytanına toslayıp dağıldığını, neyseki, toparladığını izledik yan gözle. O yüzden çöplüğün üzerinden iniş alanına doğru çökerken ilk bulduğumuz termiğe zayıfta olsa sarıldık ve bir an önce tepe üzerine tırmanmak için ince ince termiği dönmeye başladık. Bir kaç tur atıp tepe üzeri 50 m falan yükselince biraz sağ tarafta iki kanadın daha güzel bir termikte tırmandıklarını görüp o tarafa doğru uzadık ve bizi 2000 metreye taşıyacak termiğe oturduk.

Ayaş kalkış pisti üzerindeki 7000 feet irtifa sınırına gelince mecburen gül gibi termiği bırakıp arkadaki taş ocaklarına doğru ilk süzülüşe geçtik. Her zamanki gibi o aradaki süzülüşte hiç bir şeye rastlamadan küçük taş ocağının üzerine vardık. Taş ocağı üzerinde artık iyice alçaldığımızdan, bir yandan termik aranırken bir yandan da bir maden mühendisi olarak ocaktaki işlerin durumunu inceleme fırsatı buldum :D . Ocağın en üst basamağında patlatma için hazırlanmış delikler hemen dikkatimi çekti mesela. Neyseki kamyonlar ve diğer iş makinaları normal çalışmalarına devam ediyordu ki, bu yakında patlatma yok demektir. Aklınızda olsun sahadaki makinalar çekilmiş ve ocak içerisinde hareket durmuşsa sahada patlatma yapılacak demektir. Sakın o sıralarda ocak üzerinde alçakta gezinmeyin :scared: .

Neyse asıl konumuza dönersek, taş ocağı üzerinde bulduğumuz termik pek bir işe yaramadı bize sadece kendimizi tepeniz arkasına atacak kadar irtifa sağladı. Neyseki tepenin arka yüzü güneye baktığından ve kuzeyli rüzgardan korunduğundan termik bulmak garantiydi, süzülüşe yetecek irtifa elde eder etmez arka tarafa salındık. Bir süre sanki taş ocağınn olduğu tepeden kalkmışız da aşağıdaki tarlalara inecekmişiz gibi dümdüz süzüldük. Artık yamaçlar bitti, aşağıdaki tarlalara geldik derken, bulduğumuz zayıf ve dağınık termikle boğuşarak bir süre tırmandık. Ve sonra hop diye termik geldiği gibi kayboldu.

Karşımızdaki arazi Yapracık köyüne doğru yükselerek uzandığı için düşük topoğrafyayı izleyecek şekilde sağa doğru kaymaya başladık, aşağıdan geçen üç tane hızlı treni izledik, seslerini duyacak kadar alçakta olduğumuzu farketmek biraz keyfimizi kaçırdı tabi. Sonra bulduğumuz termik Aski su arıtma tesisinin tüm kokusunu da beraberinde getirdiği için o termikten de çok tad alamadık. Bir kaç tur dönüp kendimizi ırmağın karşısına attığımızda uçuşun en kritik anı geldi, iyice alçalıp yamaçtaki bir çiftliğe iniş yaklaşmasına girecek kadar kritik duruma düştük. Bir yandan termik kopabilecek noktaların üzerinden dolanmaya çalışırken bir yandan da son anda iniş pozisyonuna girebilecek konumda kalmaya çalışıyorduk. Solo kanat olsa yaklaşmayı son anda keskin bir manevraya bırakırsınız elbette ama tandemle eğimli arazide bu iş biraz daha ön hazırlık gerektiriyor tabi. Bir yandan da bu kadar alçakta gelecek termiğe kamyon gibi kanadı oturtabilecek miyim telaşı. Sonunda taramalarımız sonuç verdi ve termiği bulduk, kanadı can havliye yatırdım ve sanki termiğe Delta2 ile girmişiz gibi tek turda oturduk. Dar termikten düşmemek için bayaa bir çaba sarfetmem gerekse de, tüm mücadele boyunca solo bir EN C kanatta ne kadar uğraşırsam ancak o kadar uğraştırdı beni kanat. Sadece frenleri biraz daha ağır ama bir ticari tandem gibi değil elbette. Zaten yükseldikçe termik daha organize, daha düzgün ve geniş bir hal aldı ve bizi uçuşun ilk 3000 metre irtifasına taşıdı. Ve uçuşun başından beri ilk kez yere göre uçuş modundan buluta göre uçuş moduna geçtik.

Ayaş'tan XC uçanlar bu ilk 25-30 km.'lik belalı bölgeyi bilirler. Buraya kadar topoğrafyayı ve termik kopabilecek yerleri takip ederek gelmek zorunda kalmıştık ama artık bulutttan buluta uçma zamanıydı. Böylece hayatta kalma modundan XC moduna geçtik, kanadın trimlerini tavsiye edildiği gibi en iyi süzülüş için yarıya kadar açtım. SwiftMax'ın trim aralığı ticari bir tandeme göre çok daha geniş, kafa rüzgarında yada aşırı bastırıcıda uçmak için daha da açabileceğiniz extra trim mesafeside mevcut ama bizim bu uçuşta o kadar açmamız gerekmedi. Hatta abartıp speed sistem de takmak isterseniz diye ön kolonda makaraları bile var (Speed sistem takarsanız kanat sertifika dışı kalıyor, bu şekilde testten geçmemiş tabii ki).

XC moduna geçene kadar elbette ben sürekli termikle boğuştuğumdan, Selin'de kötü termiklerde sallanıp yuvarlanmayı pek sevmediğinden çok fazla uçuşun tadına varamamıştık. Bulut tabanında oturduktan sonra rahatlayıp "Tamam artık bundan sonra rekora gidiyoruz, bu hava artık patlamayız" dedim. Ve gerisi tereyağından kıl çeker gibi rahat bir şekilde geldi. Selin'in kokpitine istiflediğimiz muzlar, çikolatalar, enerji içecekleri, izzet ikramla güle oynaya devam ettik uçuşun geri kalan kısmında. Sonraki tüm termiklere yüksekten ve rahat girdik, geniş geniş döndük. Termik dönerken bile geyik yapacak, rotayı tartışacak bol bol vaktimiz oldu. Süzülüşler de dalgasız denizdeymişcesine süt limandı.

Buluttan buluta atlayarak bir süre devam ettikten sonra, bulutların sonuna vardığımızda planladığımız rotanın oldukça batısında, neredeyse Haymana üzerindeydik. Haymana'ya varmadan hemen önce yeniden orijinal hedefimiz Kulu'ya doğru yöneldik. 100 km mesafeyi cepte görene kadar oldukça garantici uçtuk, arazinin yüksek olduğu bölgeleri geçerken zayıf da olsa termikleri dönüp rüzgarın bizi taşımasına izin verdik. Alçak irtifalarda dar termiklerle boğuşmamak için (dar termik muhabbeti öldürüyor) 2000 metrenin altına inmemek için ne gerekiyorsa yaparak yolumuza devam ettik.

Sanıyorum 90. km civarında yaklaşık 2500 m irtifadayken göz ucuyla soldan bize doğru dalan bir karaltı gördüm. Bir kuş kanatlarını toplamış tam gaz bize doğru geliyordu. Tam Selin'e gösterdiğim anda yavaşlamak için kanatlarını ve kuyruğunu tüm güzelliği ile açtı, tam profil görüntüsü verdi ve bizimle aynı hıza düştü. Genç bir kızılşahindi, kısa bir süre meraklı meraklı bizimle uçtuktan sonra tekrar kanatlarını topladı ve geldiği gibi dalarak hızla uzaklaştı. Gözden kaybolana kadar takip ettim belki termik bulurda birlikte döneriz diye ama sanırım pek termik dönme modunda değildi, bir yere yetişmesi gerekiyordu. Daha önceki uçuşlarımda karşılaştığım kuşları eve dönünce keyifle anlatırdım hep. Sağolsun böyle muhteşem bir kuş böyle güzel bir tecrübeyi bir kez de eşimle birlikte yaşamamıza, onun da kendi gözleriye bu güzel manzarayı yerinde görmesine fırsat verdi.

100 km sınırını geçmek elbette her şekilde güzel ama sanırım alçaklarda termik arayarak, boğuşarak geçsek çok tadı olmazdı. Neyseki 100 km geçişinde 3000 metrelerde çok geniş bir termiği yayıla yayıla dönüyorduk. O yüzden güle oynaya, bağıra çağıra coşarak geçişimiz daha bir güzel oldu.

Bundan sonra artık Kulu yönünde havanın pek fazla çalışmayacağını tahminlerden belliydi zaten. O yüzden gideceğimiz her kilometre pastanın üzerinde ekstra krema olacaktı. Gittiği yere kadar gidelim bakalım dedik. Gerçekten de Kulu'ya yaklaştıkça hava iyice zayıflama başladı, yaklaşık 110 km'de altı yedi turluk son bir termikten sonra, önümüzdeki Karacadağ Kasabası'na doğru son süzülüşe geçtik.

Saat 17:30 civarı yaklaşık 4 saatlik bir uçuşun sonunda 116. km'de kasabanın girişinde, yol kenarındaki sürülmüş tarlalardan birisi üzerinde rüzgarı karşıladık. Ama o ne? İleri gidişimiz yok gibi, neredeyse geri geri iniyoruz. Biz ampul gibi dik bir şekilde alçalırken, gelişimizi gören çocuklarda koşarak yaklaşmaya başlamışlardı. Sıfır ileri hızla yumuşak bir şekilde konduk fakat kanat bi türlü inmiyor, indiğinde de zaten bizi kıç üstü tarlaya devirdi. Neyse ki o sıra koşarak gelen çocuklar yanımıza varmışlardı da, tarifimizle kanadı yakalayıp söndürdüler, sürülü tarlayı bir daha sürmekten kurtulmuş olduk.

Daha sonra hemen yakındaki evlerden bir köylü sağ olsun gelip bizi çaya davet etti, oturup çayımızı içtik sohbet ettik. Sonra komşulardan birisi bizi 10 km. uzaktaki Kulu otogara kadar bıraktı. Otogardan'da koltuklarımıza yerleşip rahat rahat evimize döndük. Ki bu uçuşun en kritik aşaması, uçuşun tamamından bile daha önemli bana göre. Uçuş sonrası geri dönüş bu kadar temiz ve rahat olmasa, kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde perişan olsaydık, bir daha evde tandem lafı bile edilmezdi herhalde. En azından tandem XC, rekor falan konusu kapanırdı. Tek şansımızı iyi kullandık diyelim.

Genel olarak uçuşa baktığımız da, bu sezon ilk ve muhtemelen son rekor denemesi şansımız olduğunun bilinciyle fazlasıyla garantici uçtuk, yavaş uçtuk ve temiz bir şekilde planladığımız gibi hem 100 km üzerinde hemde rekor mesafede bir uçuş çıkardık.

Bu sezon bir daha zor görünüyor ama, bundan sonra böyle bir teşebbüste bulunacak olursak; elbette artık cepteki bir 116 km.'nin rahatlığı var. O rahatlıkla ya daha atak ve agresif uçup daha 100 km'yi bile bulamadan patlarız, yada aldığımız riskler işe yarar rekoru daha ileri taşırız.

Umuyorum sevdiğiniz birileriyle böyle güzel bir tecrübe yaşamak, içinde böyle bir istek duyan herkese nasip olur. Sakın sırf siz istiyorsunuz diye yarı gönüllü, konuyu tam olarak bilmeyen birisini önünüze bağlayıp böyle bir uçuşa çıkarmaya kalkmayın. Her iki tarafa da zehir olur, benden söylemesi.

Herkese keyifli uçuşlar.

Re: Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (09.08.2016, 19:56)
gönderen hıncal007
Tebrikler abi çok güzel bir uçuşu çok güzel bir yazıyla tamamlamışsın :)

Re: Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (10.08.2016, 07:53)
gönderen Sahipsiz
Tebrikler, sonuna kadar zevkle okudum.

GM 5 Plus cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (10.08.2016, 09:13)
gönderen ZEMHERİ
Tebrikler.. Güzel bir uçuş, önemli bir bilgilendirme(maden ocakları üstü geçiş),güzel bir yazı olmuş...

Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (10.08.2016, 13:55)
gönderen airea
Muharrem süper bir uçuş olmuş hacı, çok imrendim. Videoyu da izledim, valla harika görünüyor...
Tebrikler...

Re: Türkiye Tandem Mesafe rekoru....

Gönderilme zamanı: 7 yıl 7 ay önce (10.08.2016, 22:08)
gönderen Adem Tırpancı
Tebrikler hocam, ayakta alkışlıyorum=)