her antalya uçucusunun olduğu gibi ben ve cihan arkadaşımın da bir falez macerası bir müze inişi gerçekleştirdik... yaklaşık 3 hafta önce yine güzel limitlerin biraz üzerinde bir rüzgara cihan arkadaşımla kalkış yaptık... soaring bandında daha 1. dönüşümüzde bayrağın hizzasına gelmiştik. (bayrak yaklaşık 25 m.) güzel rüzgarda speedsiz takılıyorduk.yaklaşık +90 m. yapmıştık falezlere... bantta wingower çalışmak çok güzel oluyor irtifa yemeden ritiğm tutturup çalışabiliyorsunuz.
yaklaşık 2 saatlik uçuş sonunda wingover da ritmi tutturmuş çalışıyordum, arka arkaya yaklaşık 40 wingover sonunda durdum ve sürüklendiğimi fark ettim... denize baktığımda çok temizdi kjüçük küçük kuzucuklar vardı ama ben bunun kat kat daha fazlası kuzucuk olduğu zaman uçmuştum. neyse speed barı sonuna kadar bastım ve hala sürüklendiğimi görebiliyordum... kulakları kapattım yine sürükleniyordum ve aynızamanda çöküşüm arkamdaki ağaçlık alana doğru başlamıştı. speedi tekrar kökledim ve kulak kolonlarını bırakıp A kolonunun iplerini elime dolayarak yapabildiğim en büyük kulak kapamayı yaptım, yine de banamısın demiyordu artık yavaş yavaş falezlerin rotoruna girmeye başlamıştım. gözüme sürekli takılan antalya müzesi çarptı. müze arka çaprazımdaydı.kulak kapatarak hem çöküşümü sağlıyorum hemde geri sürüklenmemi dengeleyip müzenin bahçesine inmeye çalışıyordum. tam binanın çatısına gelmiştim ki işte tepe arkası rotoru nasıl olur anladım... sağdan soldan %70 lere varan asimetrikler yiyiyordum.kollarım otomatiğe bağlamış kapanmaları açıyordu,gözlerim iniş alanını hesaplamaya çalışıyordu. çok hızlı çöküşüm vardı ve kapanmalar sonucunda kanat sürekli hız kazanıyordu. rotorda kalmıştım ama aynı zamanda müzenin dewasa boyutlu kiremit çatısı çok güzel termik yaratıyordu ama o anda istediğim son şey termikti. kanat bir yandan deli gibi çalkalanırken bir yandan termikle boğuşuyordu... derken ağaçlıkalandan atladım ve müzenin otoparkının üstüne geldim. son 10 m. de yediğim sağlam asimetrik sonucu kanadım öne saldırdı, cell ağızları ve ben tamamen yere bakıyorduk.. frenleri stall sewiyesine kadar bastım, bacakları çektim ve sert bir şekilde harnesin üzerine indim. cihan ' da aynı şekilde sürüklenerek müzeyi planladı ama son 7 m. de kanadın dalıştan çıkıp kabarmasıyla konyaaltı caddesine sert bir iniş gerçekleştirdi. gerçekten yer çalışmalarında edindiğimiz tecrubeler, birbirimizi sert rüzgarlarda iterek yükselip inişlerde kanadı kabartma çalışmalarımız bizim biyerlerimizi kırmamızı engelledi...
sorum şudur... bu tarz bir sürüklenmede yapmamız gerekenlerin hepsini yaptım ama kanadın kulaklarının ağzıma ağzıma çarpmasını engelliyemedim... tavsiyesi olan en güzeli sürüklenmememk tabi ama oldu da başladı sürüklenme ... siz olsanız ne yapardınız...
antalya rüzgarı dengesiz sewgili gibi...
Moderatör: Moderatör Ekibi
- mustafa çelik
- Mesajlar: 391
- Kayıt: 20.11.2006, 18:38
- Ad Soyad: Mustafa Çelik
- Şehir: Ankara
- Aldığı Beğeni: 5 / 0
- Pilot Menüsü:
Çağlar hocam ben acemi olmama rağmen anlattıklarınıza göre yapılması gerekenleri fazlasıyla yapmışsınız. Belkide yapılması gereken tek şey Yigit Yıldırım hocamızdan öğrendiğimiz kadarıyla limitleri zorlamamak, o şartlarda uçuş yapmamak olacaktı sanırım, 2 saatlik keyfli uçuşun sonunda tecrübeniz sayesinde kazasız iniş yapmışsınız. Hayırlı uçuşlar.
Mustafa ÇELİK
Mustafa ÇELİK