kazaları nasıl önleyelim

[Birol YILMAZ]

Son Fethiye KAZASI,

Tabii ki öncelikle, başsağlığı ve Ailesine ve Milletimize SABIR DİLERİM. Ben bir yamaç paraşütü pilotu babası olarak aşağıdaki hususları belirterek bu konuda Alınabilecek önlemlerin çok geç bile kaldığını söylemek istiyorum.

Yamaç paraşütü, Ölüdenizde benim oğlum dahil kendi kendine başlayan ama bugüne kadar tamamen başıboş olarak gelişen bir faaliyet olmuş ve aynı şekilde devam etmektedir.

Bu işe mutlaka el atmak lazım demek YETMEZ. Devlet Denetlesin demek de yetmez. Bu işi A dan Z ye kadar ele alacak ve doğru düzenlemeler yapacak bir merci gerekir.

Ulaştırma Bakanlığı-Sivil Havacılık -Türk Hava Kurumu öncelikle bu işi bugüne kadar fiilen yapmış en deneyimli yamaç paraşütü pilotlarından fikir alarak düzenleyebilir.

Hani bir işi en iyi kimden öğrenelim dersek, en iyi onu yapanlardan öğrenmek gerekir. Bu pilotlar o kadar çok sorunlar sıralamaktadır ki anlatmaya kalksak bu satırlar yetmez.

Öncelikle sıralarsak,

1- Pilot eğitimi ve sertifika yoktur. Her isteyen bir kaç atlayıştan sonra ben pilotum diyebilmektedir.

2- Bir günde ne kadar çok atlarsam o kadar çok kazanırım. En iyi şirket biziz gibi kandırmacalar, biz daha ucuzuz diyerek fiyat kıran rekabetçiler, bu işte çok para var, ben de bu işi yapayım diyen açıkgözler, saymakla bitmeyecek bir sürü etkenler oluşturmaktadır.

3- Pilotun ciddi bir sertifikalı olması, yorgun olmaması, içkili - sinirli olup olmadığı, kullanacağı ekipmanın yeni ve sağlam olup olmadığı, yine önemli hususların başında gelmektedir.

4- Bunları denetleyecek kurum, kişilerin de bu işi iyi bilenlerden ve ciddi-tutarlı olmaları,

5- Dağa çıkış yolunun iki araç geçebilecek, tozsuz, temiz olması,

6- Kalkış yerinin düzenlenmesi, kalkışta sıra takibi, kalkışta son kontrol ve izin verme ile uçuşa başlanması,

7- Hava Rasatı yapılarak, Rüzgar, bulut, fırtına, gece uçuş izinleri gibi, haberleşme, anons sistemlerinin kurulması,

8- Tekli uçuşların da izinlere bağlanması,

9- Tepede ve aşağıda sağlık kontrolü ve ilk yardım (kara-deniz-hava) ekipleri oluşturulması,

10- Asgari ücret tarifesi uygulanması,

Gibi daha sıralanabilecek pek çok madde olduğu görülür.

Burada DEVLET, İŞLERİ ZORLAŞTIRICI değil, işleri en iyi ve faydalı hale getrecek önlemler ve destekler SAĞLAYACAK bir zihniyetle ele almalıdır.

Fethiye ve ülke TURİZMİNE büyük katkı sağlayan, bir yılda 50.000 (ellibin) atlayış yapan çocuklarımızın ve yolcularımızın DAHA GÜVENLİ OLMASI, bize çok daha az ACILAR YAŞATABİLİR.

Her şey ELİMİZDE ve BİZE BAĞLIDIR. YETER Kİ İSTEYELİM.

Sevgi ve saygılarımla,

BİROL YILMAZ

[atamturk]

Ben TKH Başkanı sayın Osman Yıldırım a sesleniyorum.Yamaç paraşütü sporu ülkemizde hızla yaygınlaşıyor ve eğitim veren tek yetkili mercide THK Her sene açılan kurslarda parmakla sayılacak kadar az kursiyer alıyor ve tekamül kursuna bile yılda 5-10 kişi kabul ediliyor.Binlerce bu spora gönül vermiş kişi için çok komik rakamlar.Ne yapılabilir kuruma maliyeti çok yüksek olan planör kursları azaltılmalı, planör kursu alan başta ben olmak üzere kaç kişi kursu bitirince planör alabiliyor veya kiralayıp uçabiliyor.Bırakalım bu yanlış politikaları ve ülkemizin gerçeklerini görelim ne kadar çok gencimize eğitim verilirse o kadar bilinçi havacı ve o kadarda kazaların önüne geçilmiş olur Yamaç paraşütü ve paramotor eğitimine kurum öncelik vermeli ve önümüzdeki seneden itibaren kursiyer sayısını en az 3-4 misline çıkarmalıdır.

[dogan54]

Nasıl ,ne zaman,kim yapar ve denetler bilemem ama..
Amatörce uçanlar için;

1- Uçan pilotlara belge verilmeli.
2- Kanatları 2 senede bir testten geçirip vize vermeli.
3- Uçuş alanları belirlenmeli.

Bunlar sağlanırsa;
pilot uçmaya yetkili,
kullandığı araç amaca uygun,
uçuş alanı uçuşa elverişli,
gerisi uçanı bağlar..
Tepeye çıkar,şartları inceler,
isterse uçar ve sonuçlarına katlanır.
Daha fazlası sıkar..

[paramedic]

Ulaştırma Bakanlığı-Sivil Havacılık -Türk Hava Kurumu öncelikle bu işi bugüne kadar fiilen yapmış en deneyimli yamaç paraşütü pilotlarından fikir alarak düzenleyebilir.

Bence bu iyi niyetli bir yaklaşım, olabilse güzel olurdu ama Hava Sporları federasyonun eğitimle ilgili benzer bir çalışması federasyon kurulduğundan beri hala sonuçlanamadı.

1- Pilot eğitimi ve sertifika yoktur. Her isteyen bir kaç atlayıştan sonra ben pilotum diyebilmektedir.

Ben buna katılmıyorum. Çünkü bu sene Fethiye'de bu sene gerçekleşen tandem kazalarının hepsinde pilotların THK'nın verdiği T2 sertifikası vardı. Yani THK bu pilotları ticari olarak başka insanların sorumluluğunu almaya yetkin olarak belgelendirmişti. Ancak bu tanımlamayı yaparken hangi kriterleri göz önüne almıştı orası meçhul.

2- Bir günde ne kadar çok atlarsam o kadar çok kazanırım. En iyi şirket biziz gibi kandırmacalar, biz daha ucuzuz diyerek fiyat kıran rekabetçiler, bu işte çok para var, ben de bu işi yapayım diyen açıkgözler, saymakla bitmeyecek bir sürü etkenler oluşturmaktadır.

Benzer sorunlar daha önce otobüs firmaları için de yaşanmıştı. Sorun günlük limitler koyularak aşılmıştı. Bir pilot günde en fazla şu kadar uçuş yapabilir limiti koyularak ve basit kontrol mekanizmaları ile bu sorunun önüne geçilebilir bence. Ayrıca THK ile birlikte uygulanan Kırmızı bayrak, Yeşil bayrak uygulaması güzel ve yerinde olmuş bence, en azından artık insanlar bulut içine kalkış yapmıyorlar diye umuyorum.

3- Pilotun ciddi bir sertifikalı olması, yorgun olmaması, içkili - sinirli olup olmadığı, kullanacağı ekipmanın yeni ve sağlam olup olmadığı, yine önemli hususların başında gelmektedir.

Güzel uygulama olurdu ama kimin tarafından nasıl yapılacağı meçhul...
Ayrıca uzun zamandır dillendirilen bir madde kullanımı söylentisi var. Bu konuda da bence bir kereye mahsus insanlardan idrar ve saç örneği alınırsa bu sezon içerisinde kimin ne kullandığı ortaya çıkar. Bu konuda sürekli dillendirilen şaibeler de eğer asılsız ise ortadan kalkar.

4- Bunları denetleyecek kurum, kişilerin de bu işi iyi bilenlerden ve ciddi-tutarlı olmaları,

5- Dağa çıkış yolunun iki araç geçebilecek, tozsuz, temiz olması,

Bunun kazalara nasıl bir etkisi olacak anlamayamadım.

6- Kalkış yerinin düzenlenmesi, kalkışta sıra takibi, kalkışta son kontrol ve izin verme ile uçuşa başlanması,

En azından ticari uçuşlarda bağlantıları kontrol edip kalkış sırası belirleyecek birisinin olması bence çok faydalı olabilir.

8- Tekli uçuşların da izinlere bağlanması,

Bence bu kesinlikle olamaması gereken bir uygulama. Zaten mevcut yönetmelikle de uygulanabilir bir yanı da yok. Ayrıca aşağıda bahsettiğiniz devletin zorlaştırıcı olmaması ilkesi ile de çelişiyor.

9- Tepede ve aşağıda sağlık kontrolü ve ilk yardım (kara-deniz-hava) ekipleri oluşturulması,

10- Asgari ücret tarifesi uygulanması,

Gibi daha sıralanabilecek pek çok madde olduğu görülür.

Burada DEVLET, İŞLERİ ZORLAŞTIRICI değil, işleri en iyi ve faydalı hale getrecek önlemler ve destekler SAĞLAYACAK bir zihniyetle ele almalıdır.

Fethiye ve ülke TURİZMİNE büyük katkı sağlayan, bir yılda 50.000 (ellibin) atlayış yapan çocuklarımızın ve yolcularımızın DAHA GÜVENLİ OLMASI, bize çok daha az ACILAR YAŞATABİLİR.

Son olarak yıllardır gördüğüm durumu şöyle özetleyebilirim.

Sivil Havacılık olaydan bi haber ve ilgisiz. İşin maddi boyutu diğer sivil havacılık alanlarının çok gerisinde olduğu için muhtemelen yasaklama yoluna giderek bazı şeyleri çözmeye çalışabilirler. Bu da hiçbir işe yaramayacağı gibi, sportif olarak da yamaç paraşütünü geriye götürür.

Diğer yandan THK eninde sonunda sadece bir kurum, Türkiyede ki yamaç paraşütü sporu ile ilgili ne bir sorumluluğu ne de bir yetkisi var. Sadece ekstradan FAI belgelerini verme olanağı var. O belgelerinde kanunen bir geçerliliği olması Sivil Havacılık yönetmeliklerine göre mümkün değil. Aksini iddia eden varsa son kazada pilotun elindeki T2 belgesinden dolayı THK ya hesap sormaya kalksın.

Diğer yandan Federasyon ise adı üstünde işin sportif boyutu ile ilgili. Ticari tandem uçuşları sadece çok zorlama yorumlarla onların alanına girebilir.

Geriye bu işi düzenleyebilecek, bir kurum kalmıyor.

Malesef...

[murratto]

Kaza, can kaybı, sakatlıkı gibi şeylerin olmasını elbetteki kimse istemiyor.

Ancak bu sporun tehlikesini göze alan kişi bunu yapmaya kalkıyor ve gerek pilot gerek yolcu risk evrağını imzalayarak uçuşa çıkıyor ortada ihmal yoksa kaza oluyorsa söylenmenin ne anlamı var? onca düzenlemelere rağmen trafik kazaları yada uçak kazaları engellenebiliyor mu? sadece fethiyede zikredilen yıllık 5o ooo atlayışın kaçı kazalı oluyor ?(üstelik uçuşlar denetimsiz olduğu halde) teorik eğitimi iyi alıp yer ve zihin çalışmasını tam anlamıyla yapan bir birey ilk uçuşundan itibaren sıfır kaza, sıfır hata ile uçabiliyorsa ve bu birey gibi gönül vermiş kişilerin (pilot olarak) icraa ettiği ticari yada sportif uçuşlarda ortaya kaza çıkıyorsa buna yapılacak tek şey olayı kabullenmek. Öteyandan doğu avrupa ülkeleri kadar dahi sivil sportif havacılıkta gelişmemiş ülkemin aylak yöneticilerine düşen iş çıkaracakları ağır engellerle bir nebze halk sporu olan bu dalı ya harcı- vergisi fiyatı yüksek eğitimler, gibi parasal yönden ya da direkt uçamazsın emirli kolluk kuvvetleriyle engellemekten öte olmayacaktır.
Fikriimce; kendinde yeterliliği gören her pilotun bir firma açıp bu dalı yalnız fethiye de değil tüm ülkede örümcek ağı gibi yayarak çoğaltmasını gerek ticari gerek sportif hemen hemen her sokakta en az birklaç yapanının bulunmasını sağlayacak akdar çoğaltılmasını istiyorum. o durumda yöneticilere karşı gerekli olan baskıda oluşur insanların ekmek yiyecekleri yeni ve güçlü bir sektörde olur mutlulukta olur güzellikte olur.

[bartsay]

asıl başlıkla birlikte gitmekte olan bu konuya ilişkin olarak,
son üç ölümlü kazaya bakarsak,
1-Türkiyede bu sporu ilk yapanlardan bir arkadaşımız.
2-bu sporun hocalığını yapan bir arkadaşımız
3-T2 belgesi olan arkadaşımız.
Eğitim ve belge aranacaksa eğitimi ve belgeyi alacağımız kişileri kaybettik malesef.
Kaza raporlarından takip edilirse
1-seviye yetersizliğinden kaynaklı kazalar (eğitimsizlik)hatalı malzeme de buna dahil olmalı
2-Ağır ihmalden, umursamazlıktan kaynaklanan kazalar
3-Umulmadık hava şartları ve üçüncü kişilerden kaynaklanan kazalar.

buna göre kazaları değerlendirirsek daha sağlıklı sonuca ulaşmış oluruz.

Şu anda başımızda büyük bir bela daha var, git gide uçmak zorlaşacak gibi bu zorluğa bizim kendi taleplerimizin eklenmemesi gerekir.

Bu bir doğa sporudur kaza veölüm riski her zaman mevcuttur.
Bilinçli olusan, ihmalkar olmazsan, kurallara uyarsan bir sorun yaşamaihtimalin azalır.
Şartları zorlarsan, sınırlarını zorlarsan, işini şansa bırakırsan sorun yaşayabilirsin.

Bütün bir bayram tatilinde 175 kişi hayatını kaybetti. Kaç kişi yaralandı Allah bilir. kayıtlara yansımayan kaç kaza oldu acaba?

Gel Afganistana gidelim gezelim uçalım desek tehlikeli dersiniz.
İddia ediyorum birçok savaşan ülkede, iç savaş yaşanan yerde bu kadar ölüm olmamıştır. Yine de otobüse bindik, arabayla seyahat ettik.

Sertifika uçmaz , pilot ve malzeme uçar. Eğitim en önemlisi. Malzeme bilincini de eğitim sağlar.
Ama bu ülkede denetimin adı yasaktır.

Kontrol de yasak savmak.

Bunu bütün arkadaşlar kara yolunda yaşıyorlar. Denetim diyen arkadaşlar trafik kazası 0 olan ülkeleri incelesinler bi de bizdeki sıkı yasalara baksınlar.

Benim belgem p1 , arkadaşlar bana bu belgeyi yükseltmemin yolunu göstersinler işimi gümü bırakıp ne derlerse yapacağım. Burada da yazacağım.

Bir arkadaşın PPL alması en fazla 3 ay sürer emrinize hazırım ne derseniz de yaparım bakalım bu günden itibaren kaç günde belgemi ne kadar yüseltebileceğim.

Bana bunun yolunu gösteremeyen de uçmak için belge lazım demesin ama olur mu?